Çökmüş Bir Bağışıklık Sistemi İçin Bitkisel Tedavi

Özellikle kış mevsimlerinde güçsüz bir bağışıklık sistemine sebep olduğumuz için sık sık hastalanırız. Bu hastalıkların bazıları birkaç zaman içinde geçerken, bazıları da kalıcı olarak vücudumuza yerleşebiliyor. Bağışıklık sisteminin düşüklüğünden husule gelen bağışıklık hastalıklarına yakalanmamak için neler yapmanız gerektiğini sizlerle paylaşıyoruz. İşte bağışıklık sistemini güçlendirme önerileri.

Bağışıklık sistemini güçlendirmenin en etkili yolu meyve ve sebze ağırlıklı beslenmektir. Peki hangi meyve ve sebzeler bağışıklığı güçlendirir?

Domates içeriğindeki likopen nedeniyle; prostat, meme, sindirim sistemi, mesane, deri ve serviks kanseri riskini azaltmaktadır.

Turunçgil meyvesinin içeriğindeki karoten nedeniyle kanser önlemedeki önemi büyüktür.
Brokoli, karnabahar ve lahana gibi bitkisel besinlerin içerdikleri glukozinolatlar nedeniyle kanser riskini azalttığı bilinmektedir.

Keten tohumu içeriğindeki lignan dolayısıyla meme ve akciğer tümörüne karşı korumaktadır.
Sarımsak ve soğanda bulunan allilik sülfitler bağışıklık sistemini güçlendirir, serbest radikallerin atılımını arttırır, tümör hücre çoğalmasını engeller, kolesterol düzeyini azaltır. Yapılan bir çalışma mide kanseri gelişme riski ve soğan sarmısak tüketimi arasında ters bir ilişki olduğunu göstermiştir.
Meyve ve sebzeler, çay, kakao içeriğindeki flavonoidler kanser gelişimini, ishali, ülser gelişimini engeller ve enfeksiyonlara karşı korur.

Yapılan bir araştırmaya göre elma ekstreleri tümör hücre çoğalmasını engeller.
Soya içeriğindeki fitoöstrojenler özellikle hormon bağımlı olan kanserlerin kontrol ve önlenmesinde rol oynar. Ayrıca kalp hastalıklarının ve kemik erimesinin önlenmesinde de etkisi vardır.
Omega 3 yağ asitleri en önemli kaynağı balıktır; meme ve akciğer kanserini azalttığını gösteren veriler vardır.

Probiyotikler ise hastalık yapan mikroorganizmaların çoğalmasını engeller, bağırsağın düzenli çalışmasına yardımcı olur. Kansere karşı koruyucu etkisi vardır. Yoğurt ve kefirde yoğun olarak bulunur. Bu probiyotik bakteriler besin olarak prebiyotikleri (pırasa, enginar, patlıcan, soğan ve sarımsakta bulunan karbonhidratları) kullanır. Bu açıdan beraber tüketildiklerinde daha iyi fayda gösterirler.

Zencefil; enfeksiyon azaltıcı etkisi vardır, kolon kanserine karşı önleyici etkisi olduğuna dair çalışmalar bulunmaktadır.

Zerdeçal, üzüm çekirdeği, vişne, goji kanserin engellenmesinde rol oynar.
Yeşil çay, siyah çaya göre 3-5 kat daha kuvvetli antioksidan etkisi bulunur. Çeşitli tip kanser gelişimini önlediğine dair çalışmalar vardır.

Nar, kanser üzerinde etkili olabileceği ileri sürülen kısmı çekirdeğidir. Dolayısıyla narı çekirdeğiyle çiğneyerek tüketmek daha etkili olabilir.

Mürver, yapılan ön klinik çalışmalarda siyah meyvelerinin grip virüsü üzerinde etkili olduğu ortaya koyulmaktadır.

Kuşburnu, antioksidan ve antienflamatuar özeliktedir. Osteoartrit, soğuk algınlığı tedavisinde etkinliği çalışmalarla kanıtlanmıştır.

Ihlamur soğuk algınlığı şikayetlerini hafifletici ve ağrı gidericidir.
Ekinezya, bağışıklık sistemini güçlendirir, doğrudan antiviral aktivite gerçekleştirir ve bakterilerin yayılmasını önler, soğuk algınlığını engeller.

Bitkilerdeki tüm antioksidan bileşenlerin serbest radikaller üzerindeki etkileri aynı değildir. Bu bakımdan antioksidan kullanımında çeşitlilik önemlidir. Mümkün olduğunca farklı kaynaklardan bu tip bileşenleri tüketmek gerekir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.