Romatizma Çeşitleri ve Romatizma tedavisi

Romatizma Çeşitleri

Romatizma tek bir hastalık değildir. 200’e yakın hastalık bu sınıfa girer. İltihaplı romatizmalar, kuru romatizmalar (Dejeneratif eklem hastalığı), Mikrobik ajanlara bağlı olanlar, Metabololik ve endokrin hastalıklara bağlı olanlar, tümörlerle beraber olan romatizmal hastalıklar, sinir sistemi hastalıkları, eklem dışı romatizmalar (yumuşak doku romatizmaları) ve sınıflandırılamayanlar. eklem romatizmaları; osteoartrit (kireçlenme), romatoid artrit (iltihaplı eklem romatizması), yumuşak doku romatizmaları (fibromiyalji, MAS, bel sırt ve boyun ağrısı ) bunlar arasında en sık görülenleridir. Kalıtsal özellikler (genetik yatkınlık) bazılarında önem taşır.

Romatizmal hastalıklar genel olarak kadınlarda daha sık görülmekte ve yaş ilerledikçe sıklığı artmaktadır. Bununla birlikte erkeklerde daha sık görülen (gut, ankilozan spondilit) ya da ön planda gençlerde görülen (sistemik lupus eritematozus, ankilozan spondilit) hastalıklar da vardır. Romatizmal hastalıklar çocukluk çağında da görülebilir.

Romatolojik hastanın en sık belirtileri ağrı, halsizlik, yorgunluk ve tutukluktur. Bu ağrı eklem veya eklem dışında olabilmektedir. Hastalıklı eklemde ağrı uzun süren hareketsizliği izleyen devrelerde daha belirgin olarak hissedilmektedir. Bu bakımdan hastalar sabah vakitlerinde eklemlerini çok zorlukla hareket ettirirler. Sabah sertliği de denen bu olayın süresi hastalığın tanısında çok önemlidir. 15 (on beş) dakikadan az süren sabah sertliği normal insanlarda da özellikle ileri yaşlarda görülebilir.

Eklemde olduğu zaman iltihap belirtileri ile beraberdir ( şişme, kızarıklık gibi) (artrit) veya sadece ağrı vardır (artralji). Uzun süren artritler eklemlerde şekil bozukluğuna ve eklemin hiç hareket edememesine yol açabilmektedirler. Eklemlerin yapısının, özellikle kıkırdağın bozulması (dejenerasyon) ile seyreden ve halk arasında kireçlenme olarak da tanımlanan osteoartrit (artroz) en sık görülen eklem hastalıklarındandır. En çok diz ve kalça eklemlerini etkiler, çok sayıda eklemi tutması seyrektir. Genellikle kırk yaşından sonra görülmektedir. Bu hastalıkta ağrı genellikle hareket sonrasında ortaya çıkar; ancak sabahları yoktur. Birçok hasta kendini kuru ve sıcak günlerde daha iyi, soğuk ve rutubetli günlerde daha kötü hisseder.

Bazı iltihaplı romatizmal hastalıklar kas-iskelet sistemi dışında derimizi (kızarıklık, döküntü), iç organlarımızı (akciğer, böbrek, beyin vb.) etkileyebilir. Romatizmal hastalıklarla beraber olabilen eklem dışı şikayetler ise şunlardır: Zayıflama, iştah kaybı, ateş, göz yakınması(kırmızılık, kaşınma, bulanık görme), karın ağrısı, ishal (özellikle kanlı), yan ağrısı, göğüs ağrısı, saç dökülmesi, güneş ışığına aşırı duyarlılık, deri döküntüsü, kuru ağız ve göz, ağız içi yara ve aft, bel ve sırt ağrısı, topuk ağrısı olabilir.

Eklemlerde bulunan zarın (sinovya) ve daha sonra eklemin iltihaplanmasının ön planda görüldüğü romatoid artrit yıllar içinde eklemlerin tahrip olmasına yol açabilen, sık görülen, müzmin bir hastalıktır. Çok sayıda eklemde iltihap görülür. Tüm vücudu etkileyen (sistemik) ve iç organları da tutabilen bir hastalıktır. Erken teşhis edilmesi ve uzun süre ilaçlarla tedavi edilmesi gerekmektedir.

Omurga ve leğen kemiği eklemlerini tutan müzmin romatizma hastalığı ise ankilozan spondilit adını alır. Genç erkeklerde daha sık görülür. Tedavi edilmemesi omurga hareketlerinde kısıtlanmaya yol açabilir.

Romatizmal hastalıklar vücudun her bölümündeki eklem kas damar ve sinir dokularını tutabilir. Baş, boyun, sırt, bel ve diğer eklemlerin ağrı ve tutukluklarının da kökeninde büyük bir olasılıkla önemli bir romatizma başlangıcı vardır.

KAPLICALAR YARARLI MI?

İltihaplı romatizma`nın ateşli ve sükunetli devreleri vardır. Ateşli devrede kaplıca tedavisi yerine yatakta istirahat ve ilaç tedavisi uygulanır. Hasta ilaca cevap verip ateşli devreyi atlatırsa kaplıcalar destekleyici görev üstlenir. Kaplıcanın faydaları şunlardır:
Mafsallardaki ağrılar azalır.
Ateş ve nabız normale döner.
Halsizlik ve iştahsızlık sona erer; hasta kendisini daha zinde hisseder.
Kansızlık ve kanda görülen romatizmal bulgular ortadan kalkar.
Yeni nöbetler engellenmiş olur.

Romatizma tedavisi E VİTAMİNİ yararlı mı?

E vitamininin ağrılara ve enfeksiyonlara iyi geldiği çeşitli araştırmalar ile kanıtlandı. Fakat E vitamininin iyileştirme aşamasına geçmesi için yüksek dozda alınması gerekiyor (günde 800-1600 mg). Çoğu zaman bu iyileştirici etkiyi desteklemek için C vitamini de ilave ediliyor. Bunun dışında B vitamini de ağrı dindirmede etkili olur.

NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Çeşitli romatizma ilaçlarının yanı sıra sağlıklı bir yaşam ile eklemlerin sürtüşmesinden kaynaklanan sorun hafifletilebilir. Yani sağlıklı beslenme, düşük kilo ve ağrıları dindiren çeşitli hareket terapileri ile (örneğin bisiklete binmek ve yüzme) ile ağrıları önemli derecede azaltmak mümkün. Bunun dışında elektro terapiler, kaplıcalar, masaj ve jimnastik de oldukça etkili.

ÖNLEMİ VAR MI?
Aşırı kilolarda kurtulmak önemli. Çünkü fazla kilolar eklem romatizma`sını artırıyor. Düzenli spor yapmak ve bunu yaparken de eklemleri fazla zorlamayan spor türlerini tercih etmek. Koşu yapmayı sevenler ayakkabılarının yumuşak tabanlı olmasına ve yumuşak zeminde koşmaya dikkat etmeli. Sert zeminli yüzeylerde uzun süreli durmak veya yürümekten kaçınmalı. Eklem romatizma`sına yol açan alkol ve nikotin tüketimi varsa minimum seviyede tutulmalı.
Romatizma`ya karşı Akdeniz diyeti

İsveç’te yapılan bir araştırmaya göre, zeytinyağı, bol sebze meyve ve balığın yer aldığı Akdeniz tipi beslenme, romatizma semptomlarını azaltıyor

Akdeniz diyetini uygulayanlarda üç ayın sonunda daha az eklem iltihabına rastlanıyor. Daha önce yapılan araştırmalarda balık yağının, vücutta iltihap oluşumunu engelleyen bir etkisi olduğunu tespit eden uzmanlar, balık yönünden zengin Akdeniz diyetinin de romatizmaya iyi geldiğini belirtiyor.

Romatizmalı 50 hastayı iki ayrı gruba ayıran uzmanlar, bir gruba üç ay boyunca Akdeniz diyeti, diğer gruba ise normal bir beslenme programı uyguladı. Üç ay sonunda gruplarda, fiziksel aktivite, yaşam kalitesi ve eklem ağrısı çekme gibi unsurlar incelendiğinde bol bol sebze meyve, zeytinyağı ve balık yiyen hastalarda diğer gruba göre romatizmaya bağlı rahatsızlıkların azaldığı görüldü.

Romatizma tedavisiRomatizmal hastalıklar iş gücü kaybı yaratıyor

Hareketleri kısıtlayan romatizma iş hayatına da büyük ölçüde darbe vuruyor
Romatizmal hastalıklar, kalp rahatsızlıklarından sonra en çok işgücü kaybına sebep olan hastalıkların başında geliyor. Prof. Dr. Nurullah Akkoç, romatizmanın mikrobik ve ırsi olmadığını ancak kronik bir rahatsızlık olduğunu belirtti.

BELİRTİLER
Akkoç ”Ana belirtisi, eklemlerde ağrı ve şişliktir. Hareketleri kısıtlar. İşte bu noktada hastanın ailesine ve topluma büyük görev düşüyor. Hastanın, sosyal hayattan kopmadan hayatını düzenlemede aile, toplum ve devletle dayanışma içinde olması gerekiyor. Ayrıca bu hastalık, kalp rahatsızlıklarından sonra işgücü kaybına sebep olan ikinci hastalıktır’ diyor.
Karadenizli kaynana romatizma yapıyor

Karadeniz Bölgesi’nde kadınlarda yaygın görülen kireçlenme, kas ve sinir romatizmalarının başlıca nedeninin ‘kaynana stresi’ olduğu iddia edildi. Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Bölümü Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Güler, iklimin olumsuz etkilerinden kaynaklanan romatizmal hastalıklarda psikolojik olayların da önemli etken olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Mustafa Güler, ‘‘Stres, eklemlerde ve koruyucu kaslarda sertleşmeye ve spazma neden oluyor. Böylece, kasların ağrıya dayanma gücünü azaltıyor’’ dedi. Prof. Dr. Güler, araştırmada hasta kadınların yüzde 80’inin kayınvalidesiyle sorun yaşadığının saptandığını söyledi. Karadeniz’de genelde kaynanalar ile gelinlerin aynı evde yaşadıklarını anlatan Prof. Dr. Güler, sözlerini şöyle sürdürdü:

‘‘Romatizmal hastalıklar daha çok aile içindeki gergin ve sıkıntılı ortamdan kaynaklanmaktadır. Romatizmal hastalığı bulunan kadınların hemen hepsinin, kayınvalidesi ile sorun yaşadığını belirledik. Öyle ki, bazen muayene için gelen hastalarda, yaptığımız bütün tahlillere rağmen hiçbir hastalık belirtisi bulamıyoruz. Olayı derinleştirdiğimizde karşımıza hemen psikolojik olumsuzluklar, hoşgörünün olmadığı aile ortamları ve çoğunlukla kaynanalar çıkıyor. Bu nedenle, bu tür kadınlarda görülen hastalığa ‘Kaynana Romatizması’ diyoruz.’’

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.