Yumuşak doku romatizması nedir?

Gece yeteri kadar uyunmasına rağmen, sabahları ağrı ile uyanıp, kendisini hiç uyumamış gibi yorgun, bitkin ve isteksiz hisseden kişilerde ‘fibromiyalji sendromu’ (FMS) adı verilen yumuşak doku romatizması olabileceği belirtildi.

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Süleyman Tatlı, sendromun en önemli özelliğinin vücudun belli noktalarında aşırı hassasiyet görülmesi olduğunu söyledi. Sendromun, kaslarda ve eklemlerde yaygın ağrı ve hassasiyet, uyku bozukluğu, yorgunluk, halsizlik ve sabah tutukluğu ile kendini gösterdiğini belirten Tatlı, “Yumuşak doku romatizması; vücutta yaygın ağrı, yorgunluk, halsizlik, tutukluk ve vücudun bazı hassas noktalarında karakterize olan ve eklem dışı romatizmal bir hastalıktır. Birçok hastalığa da kapı açan hastalıklar arasında, iş gücü kaybı açısından ön sıralarda yer alır. 25-55 yaşlarında ve kadınlarda daha sık olmakla birlikte erkeklerde ve çocukluklarda da görülebilir. Eğitim düzeyi ve ekonomik düzeyi ortalamanın üzerinde olan kişilerde daha fazla rastlanır” dedi.

Hastalığın sebebinin çok iyi bilinmemekle birlikte stres düzeyi ile yakın ilişkili olduğunu bildiren Tatlı, “Uyku bozuklukları, düşme ya da motorlu araç kazası gibi korkuyla karışık büyük fiziksel travmalar, bir yakının kaybedilmesi gibi ruhsal travmalar, psikolojik stres, bazı viral hastalıklar, romatoid artrit, ankilozan spondilit gibi bazı romatizmal hastalıklar, bu hastalığın oluşmasını tetikleyen faktörlerdir” diye konuştu.

Ağrılar yaşam kalitesinizi düşürüyor

Hastalığın ağrı yakınmalarının, vücudun en çok kullanılan boyun ve bel bölgesi başta olmak üzere omuz, dirsek, diz ve ellerde hissedildiğini kaydeden Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Süleyman Tatlı, şöyle devam etti:

“Hastalar genellikle vücutlarının bir tarafının daha çok ağrıdığını ifade ederler. El ve ayaklarının şişliğinden yakınabilirler. Ancak muayenede şişliğe pek rastlanmaz. Uyku bozukluğu, sabahları yorgun kalkma, karın ve göğüs ağrısı, ellerde uyuşma, kabızlık, ishal, mide ağrısı, adet dönemlerinde ağrı, nefes almada zorlanma ve çok çabuk sinirlenme gibi bulgular da hastalığa eşlik eder. Hastaların yarısında gerilim tipi baş ağrısı vardır. Sık idrara çıkma ve acil idrar yapma isteği sık görülür. Ayrıca çene eklemi ağrıları, kramplar ve kulak çınlamaları hatta baş dönmeleri olabilir. Bazı hastalarda depresyon ve anksiyete şikayetlere eşlik edebilir.”
Fibromiyalji sendromu teşhisinin konulmasının çok da kolay olmadığını ifade eden Tatlı, “Hastalığa özgü bir laboratuar testi yok. Ancak altta yatabilecek başka hastalıkların da araştırılması için biyokimya, kan, tiroit fonksiyonu testleri yaptırılmalıdır. Bel ve boyun fıtığını araştırmak için radyolojik tetkikler de yapılabilir. Tanı koymak için, en az 3 aydır devam eden yaygın ağrı olması ve vücudun 18 belli hassas noktasına bası uygulandığında, 11 bölgede ağrının tespit edilmesi gereklidir” ifadelerini kullandı.

Yoğun iş temposu belirtileri artırıyor

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Süleyman Tatlı, uyku bozukluğu, yorgunluk, stresli yüksek çalışma temposu, psikolojik gerginlik, gribal enfeksiyonlar, gürültü, uzun süre oturma ya da uzun süre ayakta durma, bilgisayar başında sürekli aynı tekrarlayan hareketler ve sürekli elektromanyetik strese maruz kalmanın hastalığı tetikleyen faktörler olduğunu bildirdi.

Hastalığın sakatlık yapıcı ya da yaşamı tehdit edici olmadığını ancak başka hastalıklara kapı aralayıp, yaşam kalitesini düşüreceğini belirten Tatlı, “Bu nedenle tedavisi gereklidir. Tedavisi uzun sürebilir ve bulgularda belirgin düzelme olana kadar hekim kontrolü gerekir. Ağrıyı azaltmak, yorgunluğu gidermek, uykuyu düzenlemek ve depresyonu tedavi etmek amacıyla başta antidepresanlar ve ağrı kesiciler olmak üzere uyku düzenleyici ve kas gevşetici ilaçlar kullanılır. Bunun dışında hassas noktalar üzerine lokal enjeksiyonlar da yapılabilir” diye konuştu.

Egzersiz yapmayı ihmal etmeyin

Egzersiz yapmanın, yumuşak doku romatizmalarında tedavi ve korunma yöntemi olduğunu kaydeden Süleyman Tatlı, şu önerilerde bulundu:

“Hastalıktan korunmak için özellikle gevşeme egzersizleri, germe egzersizleri, kardiyovasküler kondüsyon egzersizleri, düşük yoğunlukta yürüyüş, yüzme ve bisiklete binme, su aerobiği gibi aktiviteler faydalıdır. Hastalara yatmadan önce uykuyu etkileyecek alkol, sigara, çay, kola, kahve gibi maddeleri almamalarını önermekteyiz. Fizik tedavi uygulamalarında ise sıcak uygulama, derin ısıtıcılar ve ağrı kesici özelliği olan elektriksel stimülasyon ve masaj ile olumlu sonuçlar alınmaktadır. Ayrıca kaplıca kürleri önerilir. Deniz, kum, güneş, yüzme çok iyi sonuçlar doğurur.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.