SİNDİRİM YOLU ZEHİRLENMELERİ

Ağız yoluyla alınan ve zehir etkisi gösteren maddelerle meydana gelir. Alınan madde kuvvetli asit veya baz gibi kostik (yakıcı, tahriş eden) yapıdaysa, yaralanma hemen görülebilir. Genellikle zehir kana karıştıktan sonra etkisini gösterir. Zehrin çok az bir kısmı mideden, kalan kısmı da ince bağırsaktan emilmektedir. O nedenle etki sürelerinde farklılık olur. Sindirim yolu zehirlenmelerinde amaç sindirime uğramadan zehri vücuttan uzaklaştırmaktır.

Sindirim yolu zehirlenmelerinin nedenleri   

  • İlaçların, kasten (intihar -cinayet amaçlı) veya kaza ile yüksek dozda alınması,
  • İlaçların, temizlik malzemelerinin ve kimyasal maddelerin çocukların ulaşabileceği yerlerde olmasından dolayı çocukların bunları yiyip içmesi (özellikle ilaçları şeker sanması nedeniyle),
  • Alkollü içeceklerle birlikte ilaç alınması (özellikle uyuşturucular alkolle birlikte alındığında solunum merkezi baskılanabilir),
  • Zehirli maddelerin, yiyecek ve içeceklerle birlikte aynı yerde saklanması,
  • Dikkatsizlik, ihmalkarlık.

 

ÖYKÜ  ALIRKEN  DIKKAT  EDILECEK  NOKTALAR:

Uygun acil bakımı verebilmek için zehirlenme hakkında yeterince bilgi alınmalıdır. Bunun için sorulabilecek sorular:

  • Sindirilen nedir? Bitki ise, hangi kısmı (meyve, çiçek, yaprak, gövde, kök) ? İlaç ise, kutusu veya prospektüsü nerede? Kusmuşsa kusmuğun içeriği, rengi, kokusu nasıldı, yenilen/yutulan madde var mıydı? Ve bunlar hastaneye, hasta ile birlikte götürülür.
  • Ne zaman alınmış?
  • Ne kadar alınmış?
  • Kusma girişimi olmuş mu ? Antidot olarak bir şey verilmiş mi ?
  • Hastanın psikolojik sorunu var mıydı veya daha önce intihar girişimi olmuş mu ?
  • Hastanın herhangi bir hastalığı ( kanser veya kronik hastalıklar), alerjisi, sürekli kullandığı ilaçları/ilacı veya ilaç bağımlılığı var mı ?

 

Sindirim  Yolu  Zehirlenmelerinde  Belirti  Ve  Bulgular

Genellikle, alınan maddenin özelliğine göre değişmektedir. Genel zehirlenme belirti ve bulgularının dışında sindirim yolu zehirlenmelerinde görülebilecekler:

  • Anormal solunum ya da nabız,
  • Gözyaşında artış,
  • Korozif (yakıcı, tahriş edici) madde alınmışsa, ağız-boğaz-midede yangı ve doku harabiyeti, ağız kenarında renk değişikliği,
  • Şok belirtileri,
  • Nefeste ve vücutta olağan dışı koku

 

SINDIRIM YOLU ZEHIRLENMELERINDE BAŞTAN AYAĞA DEĞERLENDIRME

  • Deri: solukluk, siyanoz, renk değişikliği (sarı, grimsi, kahverengi, siyah veya mavimsi-gri), iğne izleri yönünden araştırılır
  • Koku: hastanın nefesi koklanır (alkol, benzin, gaz kokusu vd araştırılır). Hastanın ağzının içi kostik yanık, aşırı tükürük ve öğürme refleksi yönünden kontrol  edilir
  • Bilinç düzeyini saptamak için tam bir nörolojik muayene yapılmalıdır.
  • Gözbebeklerinin tepkisi önemlidir. Özellikle çift görme, bulanık görme var mı? Göz bebeklerinin hareketleri eşit mi? Göz bebekleri daralmış mı yoksa genişlemiş mi? araştırılmalıdır.
  • Kan basıncı, solunum, nabız sık aralıklarla takip edilir.

 

Sindirim  Yolu  Zehirlenmelerinde  Acil  Bakım

1- Soluk yolunun açıklığı sağlanır: Uykulu ya da komadaki bir hastada daima aspirasyon  tehlikesi vardır. Bu durumda en uygunu nazofarengeal airway takılması veya entübasyondur.

2- Aspirasyon: Zehirlenme nedeniyle komada olan veya nöbet geçiren hastada,  tükürük salgısının artması ve öğürme refleksinin olmaması nedeniyle, soluk yolunun tıkanması olasılığı vardır, o nedenle aspirasyon için hazırlıklı olmalıdır.

3- Kusturma: Eğer, zehir alındıktan sonraki 30 dakika içinde hasta kusturulabilirse, etkili sonuç alınabilmektedir. Unutmayın: zehrin sıvı veya katı olması, zehrin tıka basa dolu mideye ya da boş bir mideye alınması zehrin emilim süresini oldukça fazla etkileyeceğinden kusturma öncesi doğru öykü almak önemlidir. Kişinin bilincinin etkilendiği durumlarda zehir kana karıştığı için alanda kusturmanın anlamı olmayacaktır.

Kusturmak  için,

  • Hastaya 250 ml civarında ılık-sıcak arası su içirilebilir,
  • İpeka şurubu içirilebilir (Türkiye’de bulunmamasına rağmen, literatürde yer aldığı için bilinmesinde yarar vardır):

Ø     Bebeklerde (12 aylıktan küçük) F 1-2 çay kaşığı ( 5 cc )  +  1 biberon veya su bardağı su içirin,

Ø     Çocuklarda (1- 12  yaş arası) F 1 yemek kaşığı (15 cc ) ipeka +  1-2  su bardağı su içirin,

Ø     Erişkinlerde   F 2 yemek kaşığı ( 30 cc ) ipeka  + 2 – 3  su bardağı su içirin.

  • Hastayı  mümkünse dik oturtun, başını öne eğin ki kusarsa aspire etmesin. Bebek ve çocukları, yüz üstü yatırın.
  • Hastanın kusmasını bekleyerek vakit kaybetmeyin, hemen hastaneye yola çıkın. İpeka şurubu ile hasta genellikle 20 dakikada kusar. Genellikle, kusturmak için tek doz yeterlidir, ancak 20  dakika geçmesine rağmen halen kusmamışsa ikinci doz verilebilir.
  • Eğer, ikinci doza rağmen hasta kusmamışsa, biran önce hastanede lavaj yapılmalıdır. Çünkü ipeka şurubu emildiği takdirde, kalbe toksik etki yapar.
  • İpeka şurubu ile birlikte süt veya karbonat içeren sıvılar içirmeyin. Aksi halde etkisini yitirir.
  • İpeka şurubunun etkisi ile kusma sona erdiğinde, 2 yemek kaşığı aktif kömürü bir bardak suda eriterek içirin. Aktif  kömürü  ASLA  ipeka şurubu ile birlikte veya ipeka şurubundan önce İÇİRMEYİN !  Aksi halde aktif kömür, ipeka şurubunun etkisini yok eder. Aktif kömürün hastanede içirilmesi önerilmektedir.
  • Kusmayı takip eden bir saat içinde hastaya, ağızdan hiçbir şey   verilmez.
  • Sırt üstü yatmakta olan hastanın uyumasına izin vermeyin. Uyuması halinde, kustuğunu aspire etmemesi için yan yatırın.

4- Kusturulmayacak durumlar:

  • Bebek 6 aylıktan küçükse,
  • Hasta stupor  veya komada ise (kusmuk akciğere girerek pnömoniye neden olabilir),
  • Hastada öğürme refleksi yoksa
  • Hasta nöbet geçiriyorsa veya daha önce nöbet geçirmişse,
  • Hastada akut myokard enfarktüsü belirti ve bulguları varsa,
  • Korozif madde (kuvvetli asit veya baz) içilmişse,
  • Petrol ürünü = hidrokarbon türevi (gaz yağı, benzin, mobilya cilası vb) içilmişse,
  • Striknin içeren madde (örnek: fare zehri) içilmişse (kusturma konvülsiyona yol açabilir),
  • Hasta son üç ayında (trimesterde; 7.-8.-9.ayda) olan bir hamile ise,
  • Şüpheye düşülen durumlarda, ZDM aranmalıdır.

5- Hasta çocuksa ve tahriş edici maddeye dokunmuşsa, yüzüne-gözüne sürmemesi için, hemen elleri yıkanır. Bu uygulama erişkin kişiler için de geçerlidir.

6- İçilen veya yenen zehir ağız çevresine bulaşmışsa ve TYD uygulanacaksa, mümkünse cep maskesi veya ambu bag mask kullanılmalıdır.

7- Kusturmak amacıyla, tuz, hardal, sabun vb maddeler ASLA  KULLANILMAZ !

8- İpeka şurubunun olmadığı durumlarda, elle ( manuel olarak) kusturulabilir. Bunun için zehirlenen kişi kendi parmağını boğazının arka kısmına ( yumuşak damak) değdirerek, öğürme refleksini uyararak kusabilir. Manuel olsa da, kusturulmayacak durumlar ipeka şurubu ile aynıdır.

9- Hasta hastaneye götürülürken, yan yatırılır.

10- Kullanılabilecek sıvılar ve ilaçlar: ABC  kontrol altına alındıktan sonra

  • Damar yolu açılabilir. Hayati tehlike oluşturan tüm zehirlenmelerde damar yolu açılarak, DAKŞ Ringer Laktat veya % 0.09 luk NaCl (SF) verilmesi önerilmektedir. Kan basıncının düzenini korumak için yeterli intravasküler sıvıya, kardiyak fonksiyona ve sistemik vasküler dirence gereksinim var. O nedenle, sıvı replasmanı (kaybolan sıvının yerine konması) gerekir.
  • Kardiyak monitorizasyon, bilincin ve yaşam bulguları sık takip edilmelidir.
  • Birçok saha uygulamalarında, teşhis amacıyla “Koma Kokteyli “ denilen üçlü (% 50 ‘lik Dekstroz, Naloksone, Thiamine) kullanılmaktadır. Son zamanlarda, hipoglisemi  belirlenmeden dekstroz verilmesi sorgulanıyor ve Glukometre ile hipoglisemi belirlendikten sonra verilmesi öneriliyorsa da halen hipoglisemi olasılığını ortadan kaldırmak için kullanılmaya devam ediliyor.
  • Narkotikler solunum  merkezini etkilerler, bu nedenle solunum depresyonu, narkotik  aşırı dozunun klasik belirtisidir. Opiat zehirlenmesinden şüphe ediliyorsa, solunum düzensizse veya gözbebekleri toplu iğne başı gibiyse, 1-2 mg Naloxone, IV puşe edilir. Eğer kronik alkolizmden şüpheleniliyorsa, 100 mg Thiamine, IV yoldan verilir.

UYARI: ZDM ‘ ne danışmadan nötralizan olduğunu (örneğin, asit içilmişse alkali içirmek gibi) düşündüğünüz madde vermeyin, bu sadece hastaya daha fazla zarar verecektir.

Başa Dön

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.