Kanser, kanser resimleri, kanser belirtileri, kanser çeşitleri, meme kanseri, akciğer, prostat

Kanser,

Kanser, kanser resimleri, kanser belirtileri, kanser çeşitleri, meme kanseri, akciğer

Kanser kötü huylu ura verilen isimdir ve kanser yerine kötü huylu ur diyede anılır. Ur kelime olarak sertleşen oluşum anlamına gelir. Ur kötü huylu sertlikler için kulanıldığı gibi, iyi huylu sertlikler içinde kulanılabilmektedir.

a-) İyi huylu urlar: Brada hücreler normal hücreler gibi olup herhangi bir tehlike oluşturmazlar, yani kötü huylu urda olduğu gibi vücuda yayılmazlar. Bunlar yağ bezeleri (lipom), damarlarda şişkinlikler (hemanjiyom) ve kasta şişkinlikler (miyom) gibi görülebilirler. İyi huylu deyince kanserojen (kanser yapıcı ) olmadığından böyle anılır, yoksa tehlikelide olabilir, çünkü büyürken çevresindeki organı sıkıştırabilir. Beyinde ise beyine zarar verebilir budurumda alınması gerekebilir.

b-) Kötü huylu urlar veya diğer ismi ile kanser: Hücreler vücuda yabancılaştığından hücreyapıları değişir, başkalaşır ve çok hızlı bölünerk (yani çoğalarak) çevresindeki hücre ve dokuları tahripeder. Kanserli hücreler kan veya lenfyolları ile başka bölgelere gider ve oralarda yavru hücreler (metastaz) oluştururlar.

B- Hücreleri (lenfosit, lymphocyte) lenf bezeleri tarafından salğılanır ve bunlar normal olarak plasma hücrelerine dönüşürler ve bunlar antikorlar salğılıyarak mikropları öldürür. T-Hücreleri ise dirkt olarak mikropları (bakteri, virüs ve mantarlar) zararsız hale getirir. Lenfom?da ise B-Hücreleri plasma hücresine değil Sternberg- Reed-Hücreleri denilen aşırı büyük ve anormal hücrelere (Dev-B-Hücreleri) dönüşür. Dev-B-Hücreleri diğer hücreler gibi zamanı gelince ölmezler ve sürekli Dev-B-Hücreleri üretirler. Dev-B-Hücrelerinin bu durma dönüşmesine Epstein-Barr-Virüsün sebep olduğu % 40-60 oranında tesbitedilmiştir.

Kötü huylu urlar iki gruba ayrılır.
a-) Karzinom (carcinoma): Bunlar yabancılaşan deri hücreleri, mukoza hücreleri ve beze hücrelerinde oluşur.
b-) Sarkom (sarcom): Bunlar yabancılaşan aradoku hücrelerinden fibrosarkom, kemik hücrelerinden osteosarkom, kas hücrelerinden miyosarkom ve yağ hücrelerinden liposarkomları oluştururlar. Lösemi yani kankanserinin oluşumu çok farklı olduğundan bu konuyu Lösemi?de elealacağız.

Sık görülen kanser türleri:
Sık görülen kanser türleri kadınlarda ve erkeklerde farklıdır. Almanyada Berlin Robert Koch Enstitüsüne göre 1198 yılında 350.000 kişinin kanser yakalandığı ve aynı yıl 210.000 kişinin kanserden öldüğü tesbitedilmiştir.

Erkek ve kadınlarda kanserli organlar ve %’deleri
Erkeklerde Prostat % 18.7 Kadınlarda Göğüs % 25.9
Erkeklerde Akciğer % 16.6 Kadınlarda Kalınbağırsak % 16.7
Erkeklerde Lösemi ve Lenf % 6.3 Kadınlarda Rahim % 5.7
Erkeklerde Mesane % 6.3 Kadınlarda Mide % 5.1
Erkeklerde Mide % 5.6 Kadınlarda Akciğer % 5.0
Erkeklerde Böbrek % 4.9 Kadınlarda Yumurtalık % 4.2
Erkeklerde Ağız ve yutak % 4.7 Kadınlarda Rahimağzı % 3.9

1998 Yılında Amanyada kanserden ölenlerin yüzdesi
Erkeklerde Akciğer % 26.4 Kadınlarda Göğüs % 17.9
Erkeklerde Kalın ve sonbağısak % 12.6 Kadınlarda Kalın ve sonbağısak % 15.4
Erkeklerde Prostat % 10.5 Kadınlarda Akciğer % 9
Erkeklerde Lösemi ve Lenf % 5.8 Kadınlarda Lösemi ve Lenf % 6.2
Erkeklerde Pankreas % 5 Kadınlarda Pancreas % 6
Erkeklerde Böbrekler % 4.3 Yumurtalık % 5.8
Erkeklerde Ağız ve yutak % 3.5 Safra % 3.1

Kanserin safhaları:
Kanserin safhalarını uluslararası anaşılır yapabilmek için ve tam olarak hangi durumda olduğunu anlıyabilmek için bir sistem bulunmuştur. Bu sistem kısaca TNM-Sistemi diye anılır. Bu sisteme lösemi ve beyinuru dahil değildir. T Tumör yani ur demek olup, T1 küçük ve T3 büyük vede T4 çok büyük anlamına gelir. N Lenf bevesi analmına gelir. N1 Lenf bezesine yakın kanserli lenf bezesi ve N4 en uzak kanserli lenf bezesi anlamına gelir. M Metastaz anlamına gelir ve M1 vücudun herhangi bir noktasında ortaya çıkan ilk metastaz anlamına gelir. Ayrıca G harfi de ne kadar tehlikeli olduğuna işarettir. G1 az tehlikeli ve G4 çok çok tehlikeli anlamına gelir.

Kanserin sebepleri yüzdesi kanserli organlar
1-) Sigara %30, Ağız, yemekborusu, boğaz, akciğer, mesane, rahim
2-) Sağlıksız beslenme %30, Pancreas-, mide-, bağırsak-, güğüs-, prostat
3-) Mesleki nedenler %6 Akciğer-, ve mesane
4-) Enfeksiyon %5 Karaciğer(hepatit B ve C-virüsları ), Rahimgirişi (papillon-virüsü), lenfom (Epstein-Barr-Virüsü), Bazı Lösemitürleri (HTL-Virüs-1), Midekanseri (halikobaker pilori)
5-) İrsi nedenlerle %5 Göz-, bağısaklar-, güğüs-, ve yumurtalıkkanseri
6-) Alkol %3 Ağız-, yutak-, yemekborusu-, gırtlak-, ve karaciğer
7-) Çevre kirliliği %2 Akciğerkamseri
8-) Kimyasalilaçlar %1 Mide-, bağırsak-, lenf-, beyin-,
9-) Işılar %1 Derikanseri

Nelere dikkat edilmeli?
1-) İmmün zafiyeti: Bazı hastalıklar nedeniyle immün sistemi zayıflar
2-) Beyaz tenlilerin Güneş ışınlarına karşı dikkat etmeleri gerekir.
3-) Besin maddeleri: Özelikle Avrupa ülkelerinde sucuk, salam ve balık ürünleri ateş isinde buğulanır (konservesi yapılır) buda kanserojen olan nitrosaminler içerir.
4-) Bazı besinlerin tam kavrulmaması nedeniyle küf mantarı oluşur, buda mantar zehiri olan aflotoksine sebep olur.
5-) Radiyoaktif ışınlar kanser, özeliklede lösemiye neden olur. Bu nedenle olur olmaz her durumda röntgen çekktirme iyi degildir. (Türkiyede çekilen röntgenlerin onda bir dahi Almanyada yapılmamaktadır.)
6-) Psikolojik rahassızlıklar nedeniyle immün sisteminin zafa uğraması

Kanaser ve kişinin psikolojisi:
Psikologlar ve heilpraktikerler (Alternatif-tıp uzmanları ):Kanserin ortaya çıkması ve iyileşmesinin psikolojik etkenlere çok bağlı olduğunu iddia edrlerken, onkologlar (kanser tedavi uzmanları ) psikolojik etkenlerin etkisinden şüphe etmektedirler. Kişinin psikolojik olarak kendini iyi hissetmesi ile kendini kötü hissetmesi arasında çok büyük bir fark vardır, çünkü psikolojik olark kendini iyi hisseden hastanın immmün sistemi oldukca güçlü olur. Tabiiki hastalığa karşıda başarısı o oranda büyük olur.

Kanserin etkenleri:
Bunların başında sigara gelir. 50?lili yıllarda Kanserin oluşmasında çok büyük rol oynadığı tesbitedilmiştir. Akciğer kanserinin % 40 oranında sigara nedeniyle olduğu görülmüştür. Ayrıca Gırtak-, Ağız-, Dil-, Mide-, Yemekborusu-, Mesane-, Pankreas-, Rahim-, Bağısak kanseri ve Löseminin olşmasıda sigaranın ve virüslerin rol oynadığı tesbit edilmiştir. Sigara içenlerin yanında sigara içmeyenlerinde (pasif içiciler, pasif tiryakiler) kansere yakalandığı ve hatta bunedenle ölenlerin olduğu tesbitedilmiştir.

Araştırmalar:
ABD’de kalın bağırsak kanseri olan 764 343 hasta üzerinde araştırma yapıyorlar ve kanserin sağlıksız beslenmeden olduğunu ispatlıyorlar. Dünyanın en ciddi ve büyük Üniversitelerinde yapılan arştırmalarda ise Aloe veranın faydası ispatlanıyor. Türkiyede ilim adamı olmak, konunun uzmanı olmak önemli değil, yeterki prof. olun artık her konuda konuşabilirsiniz.

1-) Alman Kanser Araştırmalar Merkezi (Deutsche Krebsforschungszentrum)
Sigara içilen evde büyüyen çocukların astım, bronşit, zattüre, ortakulak iltihaplanması ve hatta ileride akciğerkanseri olma ihtimalinin oldukca yüksek olduğunu beyan etmişlerdir. Dünya Sağlık Örgütü sigara içilen evde büyüyen çocukları tehdit ve tehlike altında büyüme olarak ifade etmektedir. Sigaradaki kanserojen (kanser yapıcı ) maddelerde bazıları: Katran, arsenik, kadmiyum, nikel, poaniyum 210 ve nitrosaminleri sayabiliriz. (Geniş bilgi için hamilelik ve digerleri/tehlikelimaddelere bak)

2-) Büyük çaplı 14 araştırma: 14 Üniniversite kliniğinde binlerce hasta üzerinde araştırmasında yapılmıştır. Bu araştırmalarda kalın bağırsak kanserinin müsil yapıcı ilaçların değil, başta kabızlık ve sağlıksız beslenme, özeliklerde aşırı et, peynir ve mamüleri yeme, aşırı alkol, kahve ve siyah çay içmenin yaptığı tahribat nedeniyle zamanla kaserin oluştuğudur. Ayrıca az sebze ve lifli besinle beslenmede çok önmeli bir faktordür. (HV.3.97.60) Bu yazı aşağıdaki almanca metinin çok az bir kısmının tercümesidir.

3-) 764 343 kalın bağırsak kanseri olan hasta üzerinde ABD?nin Milli Kanser Enstitüsün den (Natl. Cncer Institut USA, Comprehensive Cancer Information – National Cancer Institute ) onkologlar: M. J. Thun, E. E. Calle, M. M. Namboodiri, W. D. Flanders, R. J. Coates, T. Byers, P. Boffetta, L. Garfinkel ve ekiplerinin 1992 yılında yıllar süren araştırma yapmışlardır. E. Giovannucci, M. Stamper, G. Colditz ve ekibi kalın bağırsak kanserin oluşmasında yağlı besin, yani et, peynir ve mamülerinin aşırı yenmesi yenmesi ve çok az lifli besin ve sebze yenmesinin den kaynaklandığı tesbit edilmiştir. (ZP.6.94.326)

4-) İsviçrede: ”Sindirim sisteminde oluşan urun immün sistemine göre bakışaçısı (Immunologische Aspekte gastrointestinaler Neoplasien)” adlı konferensta onkologlar: M. W. Hess, A. Zimermann, G. Brun del Re ve H. Cottier yaptıkları araştırmalarda kalın bağırsak kanserine aşırı et ve etmamüleri yemenin sebep oluğunu tesbitetmişlerdir. Çünkü et ve etmamüleri beta-Glukozidazlar, beta-Glukuronidazlar ve 7alfa-Dehidrokslaz enzimlerinin artığı bununda dışkının transit (dışarıatılma) süresini uzaltığı ve haliyle bağırsaklarda kokuşma ve tahribata sebep olduğu tesbit etmişlerdir. (ZP.6.94.327)

Ne zaman mutlaka doktora gidilmelidir!
1-) Vücudun herhangi bir yerinde sertlik hissedilirse
2-) Deride: Kaşıntı, panama, lekelerin oluşması ve pigment yapısının bozulması
3-) Nedeni bilinmeyen ağrıların ortaya çıkması
4-) Defi-hacette veya idrarda kan görünmesi
5-) Sürekli ve ağır öksürme vede kanlı balgam tükürüyorsa
6-) Sürekli yorğun, iştahsız vede zayıflıyorsa
7-) Kan kusma görülürse
8-) Açiklamasi zor kemik ağrıları görülürse

Ne yabılabilir?
1-) Rahimağzının 20 yaşından sonra yılda bir dafa konuturol edilmesi
2-) Kadınların 20 yaşından sonra her yıl güğüs konturolu yaptırmaları
3-) Erkeklerin 45 yaşından sonra her yıl prostat konturolu yaptırmaları
4-) Cinsel organların 40 yaşından sonra düzenli olarak her yıl konturol edilmesi
5-) 40 yaşından sonra erkek ve bayanların makattan muayene olmaları
6-) 40 yaşından sonra derideki değişimler cilt doktoruna bildirilmeli
7-) Sigara içilmemeli
8-) Fazla kilolardan uzak durulmalı
9-) Sağlıklı beslenmeli ve daha çok sebze ve meyve yenmelidir.
10-) Düzenli hafif sporlar yapılmalıdır.

Tedavisi:
Kanserli hasta ortadoks tıpla tedavilerin yanında alternatif-tıplada koruyucu tedavi olunabilir. Gökçek İksirinin birleşimindeki GK’nın kanseri önlediği tesbit edilmiştir. Bana göre kanser karşı Gökçek İksiri daha etkilidir, çünkü bir yıl aloe vera jeli, bir yıl noni meyve suyu ve bir yıl çörekotu yağı aldım ve faydalarını gördüm. Fakat Gökçek İksirini kulandıktan sonra koltuk altındaki lenf bezeleri yumurta büyüklüğündeydi ve ayrıca 2 şer adet ceviz büyüklüğünde ve 5-6 adet fındık büyüklüğünde bezeler vardı bu şiş bezeler Gökçek İksiri ile normal duruma döndü hamdolsun. Ayrıca kafamda bağ bezi vardı kayıp oldu ve midemde şişlik (yağbezi gibi) vardı yok oldu. Daha önce kulandığım aloe vera, noni ve çörekotu yağının bu kadar etkili olduklarını görmedim.

Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır.Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır. Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içeriler.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.