En çok kadınları etkiliyor

Ortalama 140 kişide bir görülen, hem çocuklukta hem de yetişkinlikte gelişebilen çölyak hastalığı kadınlarda daha fazla görülüyor.

Çölyak hastalığı farkındalığını arttırmak amacıyla, her yıl mayıs ayında bir dizi etkinlik düzenleniyor. ABD’de faaliyet gösteren Ulusal Çölyak Farkındalığı Kuruluşu (NFCA) tarafından düzenlenen etkinliklerle dünyada çölyak hastalığına dikkat çekiliyor.

Alerji ve İmmünoloji Uzmanı Doç. Dr. Akgül Akpınarlı Antony, çölyak hastalığının, ince bağırsağın gluten adlı proteine karşı, ömür boyu süren ve kronikleşen alerji ve hassasiyet durumu olduğunu söyledi.

BİR OTOİMMÜN HASTALIK: ÇÖLYAK

Savunma sisteminin asıl görevinin, enfeksiyonlar ile savaşmak olduğunu vurgulayan Doç. Antony, otoimmün sisteminin işleyiş mekanizmasına değinerek, Çölyak hastalığının nasıl geliştiğini şöyle anlattı:

“Savunma sisteminin görevi, çevremizde maruz kaldığımız, yediğimiz içtiğimiz şeyler için tolerans geliştirmek, vücudumuzun aşırı tepkilerinden korumaktır. Çölyak hastalığı ise ince bağırsağın glutene karşı, ömür boyu süren ve kronikleşen alerji ve hassasiyet durumudur. Çölyak hastalığında başlıca arpa, buğday ve çavdarda bulunan glütene aşırı tepki verme ve glüteni tolere edememe durumu vardır. Alınan gıdalar, ince bağırsakta bileşenlerine ayrıştırılıp bağırsak mukozası üzerinden kana karışır.

Vücudumuzun yeterince gıda alabilmesi, ince bağırsakta çok sayıda bulunan ve villus çıkıntıları olarak adlandırılan kıvrımlar tarafından sağlanır. Çölyak hastaları glutenli yiyecekler tükettiklerinde bağırsak mukozasında alerji nedeniyle villus çıkıntıları ve kıvrımları tahrip olarak azalır ve küçülür. Böylece bağırsak yüzölçümü gittikçe azalır ve alınan gıdalar emilemez hale gelir. Sonuçta beslenme yetersizliği, arkasından da hastalık belirtileri ortaya çıkar.”

ÇÖLYAK SİNSİ GELİŞEBİLİR

Doç. Dr. Antony, çölyak hastalığı olan kişilerde bazen bulguların, sinsi seyredebildiğini ve araya giren enfeksiyonlar, stres, doğum, gebelik, ameliyat gibi nedenlerle tetiklenebildiğini söyledi. Çölyak bulgularının daha çok sindirim sistemini etkilediğini belirten Antony, hastalığın belirtilerine dikkat çekti:

ŞİKAYETLER EN ÇOK SİNDİRİM SİSTEMİNİ İLGİLENDİRİR

“Sindirim sistemi bulguları genellikle bulantı, kusma karın ağrısı, karında şişlik, kronik ishal, kabızlık, aşırı gazlı olma, kakanın çok pis kokulu ve yağlı olması şeklindedir. Çocuklarda özellikle besinlerin yeterince emilememesi sonucu yetersiz beslenme bulguları olarak karsımıza çıkabilir. Büyüme ve gelişme geriliği, büyümenin yavaş olması ve boy kısalığı, kilo kaybetme, huzursuzluk ve pubertenin (ergenliğin) gecikmesi, dişlerde kalıcı mine tabakasında lekeler şeklinde belirtiler verir.

Diğer sistem bulgularında ise kansızlık, demir, folik asit ve B12 eksikliği, eklem ve kemik ağrısı, depresyon ve anksiyete, ciltle kaşıntılı bazen içi su toplayan döküntüler, halsizlik, yorgunluk, ağız içinde tekrar eden yaralar, infertilite, tekrar eden düşükler, adet düzensizlikleri, sara nöbetleri, ellerde ve ayaklarda uyuşma ve güçsüzlük, kemik erimesi, osteoporoz, baş ağrısı görülür.”

Doç. Dr. Antony, çölyak hastalığının tanısında kan tetkiklerinin, ince bağırsak biyopsilerinin ve glütensiz diyete dramatik cevabın oldukça yardımcı olduğunu sözlerine ekledi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.