Sigara içmek, tiryakilik, sigaranın zararları

Sigara içmek, tiryakilik
1950?li yıllarda sigaranın kansere yakalanma rizikosunu artırdığı tesbit edilmiştir. Endüstiri ülkelerindeki kanser vakalarının 1/3?e sigaranın sebep olduğu ve hatta bazı kanser türlerinde (nefes yolları kanserinde) % 98 oranında sigaradan dolayı olduğu tesbitedilmiştir. Bu tesbitlere rağmen Almanyada günde 400 milyon sigara içilmektedir ve bu oran Türkiyede dahada çoktur, çünkü çok küçük yaştaki çocuklar sigaraya başlamaktadır. Sigara başta akciğer-, gırtlak-, ağız-, boğaz-, dil-, gibi nefes yolları kanserinin oluşmasıda en büyük faktördür. Ayrıca mide-, mesane-, rahim-, prostat-, ve kalın bağırsak kanseri, ve löseminin oluşmasında sigara virüsler kadar rol oynamaktadır.

Sigara ne kadar büyük bir rizikodur?
Çocuk yaşta sigaraya başalyanların 1/4?ü 39-69 yaşarı arasında, ¼?ü 70 yaş civarında sigaranın direkt etkilerinden dolayı ortaya çıkan başta kanser vb. rahatsızlıklardan dolayı ölmektedirler. Burada Tiryakinin günde kaç sigara içtiğide çok önemlidir. Yapılan araştırmalarda Tiryakilerin 15-25 yıl daha az yaşadıkları ve yaşam kalitesinin düştüğü, yani bir düzine hastalıklarla birlikte yaşamak zorunda kaldığıdır. Tiryakilerin sigarayı bırakması ile vücuda yerleşen toksik maddeler hemen temizlenmez toksik maddelerin vücuttan atılması 7-15 yıl alabilir.

Sigara, puro ve pipo içmenin farkı varmıdır?
Sigara, puro veya pipo içmenin birbirinden farkı pek azdır. Pipo içenlerin sigara ve puro içenlere göre daha çok ağız kanserine, aynı oranda akciğer kanserine ve az miktarda mesane kanserine yakalandıkları tesbit edilmiştir. Bazı ülkelerde tütün çiğnenmekte veya tütün tozu enfiyesi buruna çekilmektedir. Sigara tozu enfiyesi veya sigara çiğnemede aynı sigara içme gibi kansere sebep olduğu tesbit edilmiştir. Tütün enfiyesi veya tütün çiğneme özeliklede mukozayı tahrip etmektedi ve kişinin kansere yakalanmasına imkan hazırlamaktadır.

Pasif Tiryakilik?de tehlikelimidir?
Alman Kanser Araştırmalar Merkezi yılda kaç kişinin pasif Tiryakilik nedeniyle kansere yakalandıklarını ve bu nedenle öldüklerini tesbit etmişlerdir. (Aşağıda araştırmalarda) Pasif Tiryakilik veya pasif içiçilik ne demek? Sigara içenlerin yanında bulunma veya sigara içilen mekanlarda bulunma demektir. Pasif Tiryakilik gerçekten yapılan araştırmalarla tesbit edilmiştir. Bu nedenle bir çok ülkede kamuya açık mekanlarda sigara kulanılması yasaklanmıştır. Örneğin iş yerinde ya sigara içmeyenlere ayrı mola salonları ayırlmakta veya sigara içilmesi yasaklanmaktadır.

Cenin, Bebek ve Çocukları sigaradan korumak?
Hamile bayanlar Tiryaki ise bebeğin erken doğmasına veya ölü doğmasına sebep olmaktadır. Tiryaki anneden doğan bebeklerin başının çapı daha küçük olmakta, daha az kilolu doğmakta, zeka bakımından geri olmakta ve psikolojik problemli olmakta vede ruhen ve bedenen gelişmesinde problemler yaşanmaktadır. Çocukların küçük yaşta sigaraya başalamaları halinde ileride astım, zatürre, bronşit ve ortakulak iltihaplanması gibi rahatsızlıklara daha kolay yakalandıkları tesbit edilmiştir. Pasif Tiyakiler?de (sigara içmeyen , fakat içenlerin yanında bulunan) başta akciğer kanseri olmak üzere kansere daha kolay yakalanmaktadırlar.

Birleşiminde:
Birleşiminde bilinen 4000 çeşit madde olup en önemlileri şunlardır.
a-) Alkaloitler % 0,05-4 arasında olup bunun % 80-90 ?ını nicotin ve az miktarda nornicotin, anabasin, nicotyrin
b-) Ayrıca karbonmonoksit (CO), kurşun, polonium-210, benzol, benzoryren, syanürasit (siyanhidrikasit), kadmiyum, aerosol, kükürtdioksit (SO2), amonyak, nikel, plutoniyum, benzibiren, dibenzipiren, benzin, izopren, toluol, naftilamin, arsen, metan, azotoksit, azotdioksit, aseton, metanol, etenol, gliserol, nikotein, nikotinin, nornikotin, nitrosamin, kresol, pirolidin vb., içerir.

Araştırmalar:
a-) Sigara bağımlılığından kurtulmak için yapıln araştırmalar bunların başında nikotin yapıştırıcı bandı gelir. Bu bandı kulananların % 40?ının sigarayı bıraktığı görülmüştür.
b-) Diğer araştırmalar ise sigaranın zararları üzerine yapılan araştırmalardır.
1-) Waşington Dünyaya Bakış Enstitütsü (Worldwatch-Instituts in Wachington) tarafından yapılan araştırmada dünyada 1990yılında 21 milyon insanın sigaradan öldüğü tesbitedilmiştir. (Na.6.94.16)
2-) Alman kanserlilere yardım Kurumu (Deutsche Krebshilfe) 1994?de Frankfurtta yaptığı açıklamada: Her yıl Almanyada 140.000 kişinin sigaranın neden olduğu çeşitli hastalıklardan öldüğü tesbitedilmiştir. Bu sempozyumda başta akciğer-, ağız-, gırtlak-, ve dudak kanserinin % 95-98 oranında sigaranın sebep olduğu tesbitedilmiştir. (Na.6.94.16)
3-) Sigaranın hücreleri tahrip ettiği ve böylece kişinin daha kolay kansere yakalanmasına neden olduğu görülmüştür ve 1996?da Almanyada 212.888 kişi kanserden ölmüştür. (Nhk.199.18)
4-) Chicago (Şikago) Üniversitesinde yapılan araştırmalarda nikotinin beyindeki hormonların salgılanmasına etki ettiği ve neticede dopamin hormonunun salgılanmasını frenlediği tesbitedilmiştir. (NH.12.02.8) Bilindiği gibi dopamin yetersizliği Alzheimer hastalığına (bunama), sebep olur.
5-) Hamilelik döneminde sigara içen bayanların çocukların ileriki yaişlarda şişman oldukları ve bununda tedavi edilemediği tesbitedilmiştir. (NH.12.02.7)

Kulanılması: Tütünün birleşimindeki nikotin’den sakızlı ve bantlı ilaçlar eldeedilerek sigara alışkanlıklığına karşı kulanılmaktadır. Hindistanda yulafala yapılan tedavi denemeleri ile başta alkolizim ve tiryakilik gibi çeşitli bağımlılık rahatsızlıkları tedavi edilmektadir. Ayrıca Kılıçotu preparatları,Gökçek İksiri,Aloe Vera, Nonininde etkili olduğu yönünde kulananlarca iddialar var.

Açıklama: Tütünün birleşimindeki çeşitli maddeler vardır ve bu maddeler hücre ve organları farklı şekilde tahripeder.
1-) Kansere nitrosaminler, poli aromatik karbon hidrojenli bileşikler ve polonium-210?un müsebep olduğu tartışılmaktadır, çünkü hemen hepsi kanserojen etkiye sahiptir.
2-) Karbonmonoksit (CO) görülmeyen, kokusuz, fakat çok zehirli bir gazdır. Sigara içerken bu duman akciğer havakesecikleri (alveolarepitel) tarafından absorbe edilir ve kana karışır. Gaz kandaki haemoglobini oksijenden 300 defa daha büyük bir çekimle kendine bağlar (yapışır) ve böylece oksijenin kanda dolaşmasını önler ve kandaki oksijen oranı sigara ile ters orantılı oarak azalır. Yani çok sigara içenlerde az oksijen bulunur ve zamanla beslenemeyen el ve ayaklarda kangren olabilir. Bilindiği gibi oksijen i hemoglobinler yaşır, şayet bunlar devre dışı kalırsa kandaki oksijen oranı azalır . Buda yeterince beslenmeyen beyin ve kalp hücrelerinin ölmesine neden oldur. Böylece kişide önce hafız zafiyeti ve kalp rahatsızlıkları başlar ve ilerleyen safhalarda kılcal damarların sertleşmesi nedeniyle kalp krizi veya beyin kanaması görülebilir. (Na.7.99.44)

3-) Sigaranın serbest radikalleri artırdığı bununda C ve E-Vitaminlerinin aşırı harcanmasına sebep olduğu ve vücut bu ihtiyacı karşılıyamadığından derinin yaşalandığı ve buruştuğu vede neticede kişinin ayrıca cinsel gücünüde kaybettiği tesbitedilmiştir. (Na.7.99.44)

4-) Purikasit (Siyanürasit, siyanidrikasit, hidrosiyanikasit, HCN) sigara dumanıile birlikte kana geçer, kandan böbreklere ve karaciğere geçen purikasit burada kükürtle reaksiyona geçerek tiosiyanat?a (thiocyanat)dönüşür. Tiosiyanat (NCSH) tiroidbezindeki iyot ornınnı düşürür ve burada iyotun birikmesini önler ve tiroidbezinin (kalkanbezi) hormon salğılamasını önlüyerek guatr oluşmasına neden olur. (Na.7.94.44)

5-) Benzol kan yapan organları (omurilik, dalak, ve karaciğer)tahrip ederek kankanserine (lösemi) sebep olur.

6-) Kadmiyum: Tütüne kadmiyum toplayan bitkide denebilir, çünkü yapraklarında aşırı miktarda kadmiyum depolar. Tiryakilerin vücudunda 3-4 kat daha fazla kadmiyum bulunur ve bu element akciğer hava keseciklerinin şişmesine (amfizem, emphysema) neden olur. Kadmiyum çinkonun karşıtı olup, doku ve kandaki çinkonun azalmasına neden olur. Çinko bilindiği gibi 300enzimin ve hormonun oluşmasında ana katalisator görevini yapar. Çinko yetersizliği derini kuruyup çatlaması ve kanamasına, tırnakların ve saçların kırılmasına, cinselgücün düşmesine vede immün sisteminin zayıflamasına neden olur. İmmün sisteminin zayıflaması demek vücudun mikroplara karşı dirençinin azalması demektir, yani kişi çok kolay hastalanır ve hastalıktan kurtulmasıda çok zamanalır. (Na.7.94.44)

7-) Polonium-210: Sigara kurşun içerir, sigara dumanıyla birlikte akciğerlere ulaşan kurşun parçacıkları buradan, yani bulunduğu yerden çevresine polonium-210 ışınları yayar .Bu ışınlar zamanla broşlarda kanser oluşmasına neden olur.( Na.6.94.20)

Yantesiri: Tütünün sigara şeklinde içilmesi halinde başta: Dudak-, dil-, gırtlak-, nefesyolları-, ve akciğer kanseri olmak üzere çeşitli kanserli hastalıklara sebep olur. Kandolaşımını enğellediğinden: Beyin kanaması, kalp krizi, el ve ayaklarda kangern , cinsel gücün düşmesi, hamile kadılarda düşükler, tiroidbezinin şişmesi (guatr), böbrek üstü bezelerini aşırı adrenali salğılaması nedeniyle sinirlilik, depresyon, nevralji ve başağrısı gibi birçok hastalığa neden olabilir.

Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır.Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır. Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içeriler.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.