Şeker bağımlılığına karşı meyve tüketin

Abur cuburlara eklenen şeker ve tuz; onları lezzetli yaparken, sizin sağlığınızı olumsuz etkiliyor.

Şekerli ve asitli içecekler yerine taze meyve tüketmeyi alışkanlık haline getirin

Yapılan araştırmalar, tuz, şeker ve yağın bağımlılık yaptığı tezini doğruluyor.

Her geçen gün artan obezite probleminin temel kaynağının da bu bağımlılık olduğu düşünülüyor. Bir türlü başlanamayan ya da ertesi gün terk edilen diyetler için artık bir bahanemiz daha var.

Özellikle abur cubur ve fast food tabir edilen yiyecek gruplarına duyulan bağımlılık düzeyindeki arzunun sebebinin, bu tip gıdaların işlenmiş ve bitkisel yağ bazlı olduğu biliniyor.

Amerika’nın önde gelen gazetelerinden olan New York Times’da yayınlanan bir araştırma sonucuna göre; bu tip gıdalarda bağımlılık oluşturan maddeler, tuz, şeker ve yağ! Abur cuburlara eklenen tuzun, ucuz tat verici olması, raf ömrünü uzatması ve kraker gibi gıdaları çıtır çıtır yapması onu vazgeçilmez kılan en önemli özelliği.

Üstelik tuzun tadını artırmak için üreticiler normal sofra tuzu yerine geniş yüzeyli, büyük taneli kosher tuzu kullanıyor.

Çünkü kosher tuzu dilinizde daha çabuk çözülerek ağzınızda bir aroma patlamasına neden oluyor.

Yüksek tansiyon ve benzer birçok hastalığın temelinde gereğinden fazla tuz tüketmek olduğunu düşündüğünüzde, abur cuburların dolaylı yoldan ömrünüzü kısalttığını söyleyebiliriz.

BEDENİNİZİ ALTÜST EDİYOR!

Şeker, son yıllarda insan sağlığının en büyük düşmanı olarak ilan edilen yegane gıda maddesi.

Hakkında yapılan araştırmaların sayısı arttıkça şekerin nasıl bir katil olduğu gerçeği gün yüzüne çıkmaya devam ediyor.

İnsanoğlunun yaradılışında tanımlanmamış olan şeker, bedenimizin sahip olduğu tüm sistemi altüst ediyor.

Fakat bunu bile bile tatlı tattan vazgeçemiyoruz.

New York Times’ın haberinin devamında ‘bliss point’ yani haz noktasından bahsediliyor.

Bu eşik, tüketicilerin yerken en mutlu olacakları şeker miktarını tanımlıyor.

Oldukça yüklü şeker miktarı anlamına gelen bu noktaya ulaşmak, dolayısıyla daha fazla ürün satmak; üreticileri daha fazla şeker kullanmaya itiyor.

Şeker yediğimizde beynimiz haz duymamıza neden olan dopamin adlı hormonu salgılar.

Bunun neticesinde daha çok şeker yemek isteriz.

Yapılan araştırmalar, eroin, morfin ve şekerin insan beyninde aynı reseptörleri harekete geçirdiğini gösteriyor.

Şeker tüketmenin tek zararı kilo almak değildir.

Yapılan son araştırmalar şekerin; böbrek hasarı, kalp hastalığı ve hatta kanser riskinizi artırarak en çok korktuğunuz hastalıklarla bağlantılı olduğunu gösterdi.

Şeker bağımlılığından kurtulmak için neler yapabilirsiniz?

KROM POLİNİKOTİNAT

Krom polinikotinat, niasine bağlı kromdur (Vitamin B3). Krom, insülinin kandaki glukozu düzenlemesinde önemli bir rol oynar ve enerji üretiminde görev alır.

Krom polinikotinat, kan şekeri fırlamasını ve birden düşmesini önler.

Günde bir kere herhangi bir öğünden önce 200 mikrogram alarak tatlı krizlerini önleyebilirsiniz.

VAZGEÇEMİYORSANIZ AZALTIN

Meyve şekerinden faydalanın derken kast ettiğim, meyvenin kendisidir, meyve suyu değil.

Bir bardak meyve suyu elde etmek için en az üç-dört meyve kullanmak gerekir oysa dilimleyerek yediğinizde, en fazla iki adet yiyebilirsiniz.

Aynı tatmine ulaşır ancak daha az meyve şekeri alırsınız. Son yıllarda özellikle hazır meyve sularının insan sağlığı açısından ne gibi zararları olduğunu anlatan araştırmalar yayınlanmaya başlandı.

Eğer meyve sularından vazgeçemiyorsanız tüketiminizi yarılayın ve kalan kısma maden suyu eklemeyi deneyin.

Tükettiğiniz şekerli içecek miktarını azaltmaya devam ettiğinizde onları özlemeyeceğinizi göreceksiniz.

TARİFLERİNİZDEN ŞEKERİ ÇIKARIN

Çok sevdiğiniz bazı tarifler vardır ki vazgeçemezsiniz. Bu gibi durumlarda tarifte kullandığınız malzemeleri alternatifleriyle değiştirmeyi deneyin.

Şeker yerine, sağlığa faydaları saymakla bitmeyen hurma şurubu (doğal hurma şurubunu hazır halde bulabilirsiniz) ve bal, tariflerinizden çıkardığınız şekere alternatiftir.

TAZE MEYVE TÜKETİN

Meyvede doğal şeker bulunur. Kurutulmuş ya da taze meyve tüketerek tat alıcılarınızı tatlı yediğinize ikna edebilir, daha doğrusu kandırabilirsiniz.

Canınız şeker istediğinde pasta ya da şekerlemedense meyve yemeye çalışın.

Şeker ilave etmeden hazırlayabileceğiniz marmelat ya da meyve suları da tatlı krizlerinde imdadınıza yetişebilir.

Tehlikeli üçlünün sonuncusu olan yağ, birbirinden farklı birçok çeşide sahiptir.

Yağ insan bedenine girdiğinden şekere oranla iki kat fazla enerji sağlar. İlave edildiği gıdanın raf ömrünü uzatır; ki bu durum üreticiler için daha fazla kazanç anlamına gelir.

Günümüz şartlarında üreticiler için önceliğin insan sağlığından çok kar hanesindeki sıfır adedi olduğunu düşünecek olursak, hazır gıdalarda maksimum yağ ilavesi olduğunu fark edebiliriz.

EN FAZLA KİLOYU CİPS ALDIRIYOR!

En çok kilo aldıran atıştırmalık hangisidir diye sorsak birçoğunuz patates cipsi diyecektir ki doğru cevap da budur. Peki neden? Çünkü patates cipsinde bağımlılık oluşturmaya yetecek miktarda tuz, şeker ve yağ vardır.

Dahası, bu tip cipslerin kızartma işlemine maruz bırakılması. Sahip olduğu kalorinin büyük bölümü bu esnada yükleniyor.

Siz cipsi yer yemez patatesteki basit karbonhidratlar vücutta anında şekere dönüştürülüyor ve bahsettiğimiz karşı konulamaz haz noktasına ulaşılıyor.

Sonra şeker hızla kana karışıyor ve bu da kan şekerinizin fırlamasına neden oluyor.

Adeta hipnoz altındaymışçasına yaptığımız alışverişlerin tek sorumlusu nefsimiz değil.

Üreticiler, bizi almaya zorlayacak tetikleyicilerin de son derece farkındalar ve adeta beynimizle oynuyorlar.

Yapılan araştırmalar, beyaz pudranın kokain bağımlılarını tetiklediğini söylüyor.

Tüketim tercihlerinde tetiklenme yaşanabildiğini fark eden üreticiler, reklam koku ve yiyecek görsellerini bilinçli bir şekilde kullanarak bizi almaya yönlendiriyor.

Amerikalı bilim adamları, bilinçaltımızla oynanan bu oyunu: yağ ve şeker oranı yüksek yiyecekler tüketmenin vücutta morfin gibi etki gösteren opioid kimyasalı salınımını artırmasıyla ve beynin eroin-morfin bağımlılığı reseptörlerini bloke eden ilaçların, şeker ve yüksek yağ içeren gıdalara karşı koyamama durumunu da bloke etmesiyle izah ediyor.

ETİKETLERİ OKUYUN

Yani bir kokain bağımlısına kokain çeken birinin videosunu izletmekle, karnı aç birine hamburger görseli izletmek aynı etkiye sahip.

Sizi bağımlı hale getiren dış güçlere karşı tek silahınız, aklınız.

Market raflarının arasında dolaşırken, eliniz ve market arabanızın arasına aklınızı koyun.

Böylece aldığınız birçok ürünü aynen geri bırakacaksınız. Etiket okumayı öğrenmek de mutlaka yapmanız gerekenler arasında yer alıyor.

Sürekli olarak, daha düşük sodyum, daha az şeker ve daha az yağ içeren ürünlere yönelin. Doğal, bitkisel yiyecekler seçmeye özen gösterin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.