Renklerin Çocuk Psikolojisinde Önemi

Renk denilince hepimiz kendimize göre bir takım yorumlar yaparken ve renklerin dünyasını, doğru, yanlış veya bencilce ifade ederken, rengin doğru tarifinde; renk aynen ses gibi bir titreşim ve frekans hadisesidir.

Renk öncesinde enerjinin varlığı ve enerjinin hararet derecesine göre çarptığı, kırıldığı her yerde renge dönüştüğü ve meydana getirdiği alanda da kendi karakterini sergileyip etkilediği bir esas iken, İngiliz fizikçi Ishak Mewton’un spektrum solers adını verdiği renk tayfında, ısı ve enerjinin hararet derecesi 42 iken yansıttığı rengin kırmızı olduğu ve kırmızının bizleri olumlu yönleriyle; atak, güçlü, sevgisel ve aşksal bir kimliğe taşıdığı, çok ileri gittiğinde olumsuz bir görev yapıp agrasif ve saldırgan vibrasyonlar salgıladığı unutulmamalıdır. Kırmızının olumsuzluklarından zarar görmemek için de renk çemberinde görüldüğü gibi kırmızının tamamlayıcısı olan turkuvazı; kırmızıyla yan yana kullanarak kırmızıdan olumlu istifade etmemizi meydana getirecektir.

Bu anlatı bütün renkler ile ilgili olumlu ve olumsuz yönlerin mevcut olduğu ve renklerden ve de olumsuzluklarından zarar görmemek için renkleri tamamlayıcılarıyla yan yana kullanmayı salık veriyoruz. Yukarıda belirttiğimiz gibi; kırmızı turkuvazla mutlu iken tabii ki turkuvazda kırmızıyla mutlu. Turuncu maviyle dost yaşarken aynı şekilde mavi de turuncuyla uyumlu. Sarı mor ile iyi dostluk kurar iken aynı şekilde mor da sarıyla doğru ritm bulan bir renk. Yeşil, macenta adını verdiğimiz fuşya ile akort içindeyken aynı şekilde fuşya da yeşille sağlıklı yaşayabiliyor.

Rengin çocuk psikolojisindeki önemi ise batıda çok bilimsel uyarlanan çalışmalarda çocuğun doğum öncesi, doğum, çocukluk ve ergenlik evreleri yaşadığı, bu evrelerin enerji yönetiminde olduğu saptanmış durumda. 8’li bir boş renk çemberinde çocuğun birinci bölümü kırmızı, ikinci bölümü turuncu, üçüncü bölümü sarı, dördüncü bölümü yeşil, beşinci bölümü mavi, altıncı bölümü turkuvaz, yedinci bölümü mor, sekizinci bölümü ise macenta yani fuşyaya boyamasını söylersek, özellikle 3-7 yaş grubunda çocuğun kuru boya renkli kalemleriyle renk çemberini söylenen renklerle boyama üslubu ve orada gösterdiği karakter, çocuğun kişiliğiyle ilgili bizlere son derece olumlu ve olumsuz veriler vermektedir. Bu, çocuk renk terapi ve teşhis adını verdiğimiz bilimsel bir çalışmadır. Daha sonra da renkle tedavi içerikli bölüm gelmektedir. Örneğin renk çemberinde birinci bölüm olan kırmızıyı çok kalın, katı, hain ve agrasif şekilde kırmızıya boyayan çocuğun; saldırgan kimliğini saptarken, mavi bölümde ağır, kendinden emin ve mağrur bir kişilikle bölümü dikkatli ve titiz bir şekilde maviye boyaması ise çocuğun iyi bir iletişimci olduğu, durağan bir kimliği, kalıcı sevgi boyutları ve dostluklar aradığını gösterir.

Renklerin çocukların gelişimi ve psikolojisi ile ilgili gelişimlerinde grubumuz Renk Center çok geniş içerikli çalışmaları mevcuttur. Mutlu, sevgi dolu, güçlü, kendinden emin, başarılı, sağlıklı çocuklar için renklerin sihirli gücüne inanın.

Sevgili anneler ve babalar çocuklarınızı Renklerle ile tanıştırın.

One Reply to “Renklerin Çocuk Psikolojisinde Önemi”

  1. Bir cocuk tanıyorum 2-3yas arası siyah renk den hoşlanıyor özellikle resim yaparken anne babası basanmis neyi yansıtmaya çalış Tigin’i merak ediyoruz yanıtlarsanız seviniriz teşekkürler .

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.