Okul çağındaki çocukları obeziteden nasıl koruruz?

Okul çağındaki çocuklar tüm dünyada hızla kilo alıyor. Ancak ülkemizde bu konuda daha büyük bir problem var: Yapılan çalışmalar her üç çocuktan birinin fazla kilolu, her 6-7 çocuktan birinin aşırı kilolu (obez) olduğunu gösteriyor

Eylülde milyonlarca çocuk okula başladı. “Hangi okul daha iyi eğitim verir, çocuğumuz nasıl daha başarılı olur, geleceğe nasıl daha iyi hazırlanır?”, bu süreçte endişeler hep bu noktada odaklanır.
Ancak göz ardı ettiğimiz bir nokta var. Okula başlayan çocuklar için eğitim kadar hatta ondan daha önemli bir konu var, o da sağlık. Sağlığın anahtarı sağlıklı beslenmeden geçiyor. Okul seçerken genel olarak ihmal ettiğimiz konu, “hangi okul çocuğun sağlığına ve sağlıklı beslenmesine önem veriyor, hangi okul çocukta sağlıklı yaşam bilincini oluşturuyor”. Bunlar en az iyi eğitim kadar önemli kriterler.

OKUL ÇAĞINDA DAHA HIZLI ARTIYOR
Okul çağındaki çocuklar tüm dünyada hızla kilo alıyor. Ancak ülkemizde bu konuda daha büyük bir problem var: Yapılan çalışmalar her üç çocuktan birinin fazla kilolu, her 6-7 çocuktan birinin aşırı kilolu (obez) olduğunu gösteriyor. Bu oran her on yılda bir katlanarak artıyor.
Ülkemizde çocuklar dünya ortalamasına göre % 50 oranında daha az süt içiyor, iki kat fazla ekmek yiyor, daha az hareket ediyor, bilgisayarla, iPad’le, akıllı telefonlarla daha fazla zaman geçiriyor.
Çocuklarda okul öncesi ve okul sonrası değerlendirildiğinde, okula başlayan çocuklarda okulla birlikte kilo artış oranı yükseliyor. Bu noktada çocuklarda okulda doğru beslenme konusu çok önem kazanıyor.
Çocuk okul öncesinde evindeyken düzenli olarak üç öğün ev yemeğini yiyor, sebzesiyle, salatasıyla, meyvesiyle sağlıklı besleniyor, ama okula başlayınca kantinle karşılaşıyor. Kantinde de fast-food’la tanışıyor.

DÜNYA, OBEZİTE İÇİN NE YAPIYOR?
Çocuklar bu ülkenin geleceği; “sağlıklı çocuk” demek “sağlıklı toplum” demek. Bu nedenle tüm dünya ülkeleri okul çocuklarının sağlıklı beslenmesine büyük önem vermeye başladı.

Gelişmiş ülkelerde, okul çağı beslenmesi devlet düzeyinde ele alınıyor, okul beslenme programları genel müdürlükler düzeyinde koordine ediliyor, enstitüler kuruluyor.

Kuzey Amerika ve Avrupa’nın bazı ülkelerinde her okulda sağlıklı yiyecek, içecek veren, çocuğa seçenek sağlayan yemekhaneler var. Çocuklara yönelik yiyecek, içecek reklamlarında ciddi kısıtlamalar var, saatleri değişiyor.

Amerika’da “Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi (CDC)”, eylül ayını “çocukluk çağı obezite ayı” olarak ilan etti. Çocukluk çağı obezitesinin ne kadar önemli olduğunu göstermek ve toplumun dikkatini çekmek için düzenlenen bu ayda ülke genelinde özellikle okulların açılış haftasında birçok etkinlik düzenleniyor.

Artık biliniyor ki çocuklarda da fazla kilolu çocuk sağlıklı çocuk anlamında değil. Çocuklarda obezite, yetişkinlerdeki obeziteye benzer şekilde birçok sağlık sorununa neden oluyor; nefes darlığı yapıyor, hareket kısıtlılığına yol açıyor, karaciğer yağlanması, kan şekeri yükselmesi, diyabet gelişebiliyor.

ÜLKEMİZDE ÇOCUK BESLENMESİ
Ülkemizde ilk kez Milli Eğitim Bakanlığı 5 yıl önce 21.07.2011 tarihli genelgeyle ilk ciddi düzenlemeyi yaptı, kantinlerde gazlı içeceklerin, cips ve kızartmaların satışını yasakladı. Sanayiden bazı kesimlerin itirazına rağmen bu uygulama toplumda genel bir destek gördü. Ama açık olarak vurgulamak gerekir ki, bu uygulama yeterli olmadı.

Türkiye Diyabet Vakfı’nın 100 okul araştırmasında okulların % 95’inde çocukların okulda tek beslenme şansının kantinler olduğu, kantinlerde sadece fast-food türü beyaz ekmek, tost, burger tipi sandviçlerle beslenmek zorunda kaldığını gösterdi. Okul çocuklarının ancak % 5’i sulu sıcak yemek, salata, meyve seçeneklerine ulaşabiliyordu. Çocukların önünde beslenme için tek seçeneğin tost, sandviç, sosis, salam gibi işlenmiş etler ve şekerlemeler olduğu sürece okullarda sağlıklı beslenme mümkün değil.

Çocukta sağlıklı beslenmenin iki koşulu var. Bunlardan birincisi, sağlıklı beslenme bilincini oluşturmak, ikincisi sulu yemek, salata, meyve seçenekleri oluşturan yeni kuşak okul restoranlarının oluşturulması.

Birkaç gün önce Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanı Prof. Dr. İrfan Şencan ve Obezite Diyabet ve Metabolik Hastalıklar Daire Başkanı Doç. Dr. Nazan Yardım’ı ziyaretimde bakanlığın okulda beslenmeyle ilgili ciddi çalışmaları olduğunu anlattılar.

Çalışmalar “Sağlıklı Okullar Sağlıklı Nesiller Projesi” için hazırlanan afiş ve broşürlerde toplanmış. Bu projede yiyecek ve içecekler üçe ayrılıyor. Besin değeri yüksek olan ve okullarda bulunması önerilen yiyecekler “Yeşil Grup” (meyve, sebze, salata, yumurta, peynir) olarak adlandırılmış.
Bazı beslenme öğeleri içermekle birlikte fazla alındığında günlük enerji alımını artıracak, yağ, tuz, şeker alımını artıracak besinler “Turuncu Grup” (beyaz unlu mamuller, makarnalar, fırında pişmiş patates), besin değeri düşük, enerji, doymuş yağ, tuz ve şeker alımını artıracak besinler “Kırmızı Grup” (gazlı içecekler, kızartmalar, cipsler, şekerleme türleri) olarak isimlendirilmiş. Sağlık Bakanlığı, “Yeşil Grup” besinlerin kantinde ağırlıklı bulunmasını, “Turuncu Grup”un okullarda bulunabileceği ama sınırlı yenmesini, “Kırmızı Grup”un ise okul kantininde bulundurulmamasını öneriyor.

NE YAPMALI?

Bu çalışmalar çok güzel ve önemli bir adım. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu konuyu daha yoğun ele alması gerektiği düşüncesindeyim. Bu konuda üç önerim var.

1- OKUL KANTİNLERİ YEMEKHANEYE DÖNÜŞTÜRÜLMELİ

Bu mümkün olabilir mi? Evet mümkün. Ülkemizde binlerce işyerinde, devlet dairesinde, yüksekokullarda milyonlarca çalışana, öğrenciye nasıl sıcak, sulu yemek, salata ve meyve seçenekleri sunan yemekhaneler varsa, okullarda da bu başarılabilir, çocuğun kantine verdiği parayla sıcak ve sağlıklı yemek yeme olanağı sağlanabilir.

2- HER OKULUN BİR BESLENME DANIŞMANI OLMALI

Bu mümkün mü? Mümkün. Devlet her işyeri için bir işyeri hekimi zorunluluğu getiriyor. Benzer olarak öğrenci beslenmesini planlayacak, sağlıklı beslenme programı hazırlayacak, yemekhaneleri denetleyecek bir beslenme uzmanı uygulaması yapılabilir. Ülkemizde diyet uzmanı sayısı artık yeterli.

3- DOĞRU BESLENME BİLİNCİNİ GELİŞTİRECEK DERSLERİN ARTIRILMASI

Artık çocukluk çağı beslenmesi gerek toplum sağlığı gerekse ülke ekonomisi açısından büyük önem kazandı. Sivil toplum kuruluşları bu konuda destek olabilir. “Yemekte Denge” projesi çocuklarda sağlıklı beslenme programında 1 milyon kişiye ulaştı. Bu projeler mutlaka geliştirilmeli. İlköğretim müfredatına “beslenme” ana ders olarak konulmalı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.