İshal olanlara “havuza girmeyin” uyarısı

İshal olanlara "havuza girmeyin" uyarısı
İshal olan kişilerin havuz, SPA ve kaplıcalar gibi dar alanlardaki sulara girmesinin, diğer kişilere dizanteri, tifo ve hepatit gibi mikroorganizmaları bulaştırma riskini artırdığı bildirildi.
Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi, Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Erişkin Bağışıklama Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Esin Şenol, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eğlenmek, dinlenmek ya da iyileşmek için girilen havuz, SPA ve kaplıcalardaki suların, fazla kişiyle paylaşıldığı için enfeksiyon riski taşıdığını belirtti.
İnsan vücudundaki mikroorganizmaların suya geçeceğine dikkati çeken Şenol, “Su ile temas sonrası mide-bağırsak sistemi, cilt, kulak, solunum sitemi, göz, santral sinir sistemi ve yara enfeksiyonları gibi çok sayıda hastalık insanlara bulaşabilmektedir” dedi.
Özellikle havuz , SPA ve kaplıcalarda hastalık riskinin denizlerden daha yüksek olduğunu söyleyen Şenol, şöyle konuştu:
“Havuzlar, göller, insan dışkısı ile atılan, dizanteri ve tifo etkeni, hepatit etkeni mikroorganizmaların bulaşmasında rol oynayabilmektedir. Sularda bulunan mikroorganizmalar kişilerin yüzmesi sırasında en çok su yutulması, bunun dışında solunum veya suyla temas sonucu gerçekleşmektedir. Havuz, SPA, kaplıca suları ile en çok ishal etkeni mikroorganizmalar bulaşmaktadır. Özellikle ishali olan kişilerin havuzu kullanmaları, havuzdan kaynaklanan ishallerin en önemli nedeni olmaktadır. İshal olmayan bir kişide bile deride, görünmeyen şekilde 0,14 gram kadar dışkı bulunabilmektedir. İshalli bir kişinin dışkısında ise milyonlarca mikrop bulunmaktadır.”
Şenol, havuzlardaki, sürekli filtre sistemleri ve suların dezenfeksiyonun bu olasılığı azalttığını fakat tamamen ortadan kaldırmadığını belirterek, ABD’de Hastalık Önleme Merkezi tarafından 1995-2004’te yürütülen çalışmada su kaynaklı hastalıkların yaklaşık yüzde 60’ında iyi bakım yapılmış su teması ile gerçekleştiğinin tespit edildiğini dile getirdi.
Klorlama tüm mikroorganizmaları öldürmeye yetmiyor
Bakımı en iyi şekilde yapılan havuzlarda bile hastalık kaynağı olabileceğini kaydeden Şenol, “Havuzların, SPA’ların yürütülmesinden sorumlu kurumlar ve kullanan kişilerin, riski azaltmak konusundaki en önemli sorumlulukları, riski oluşturan faktörleri bilerek gerekli önlemlerin uygulanmasıdır. Bu tür yerlerde, el yıkamak, çocuk bezi değiştirmek gibi donanımlar için kolay ulaşılabilir ve ayrı yerler olması gerekir” ifadesini kullandı.
Şenol, havuzdan kaynaklanan bu tür hastalıkların önlenmesiyle ilgili şu önerilerde bulundu:
“İshaliniz varken yüzmeyin, yüzerken su yutmayın, her tuvalet sonrası ellerinizi yıkamak gibi yüzme öncesi duş alın. İyi hijyen kurallarına uyun, havuz, deniz kenarlarında çocuk bezi değiştirmeyin. Özellikle çocuklar havuza girmeden sadece su ile değil sabunla da yıkanmalıdır, çocuklar sık sık tuvalete götürülmelidir, açık veya kanayan yaranız varken yüzmeyin. Denizler, havuz, SPA ve kaplıcalardan daha güvenlidir. Buna karşın insan dışkısının veya hayvan atıklarının karıştığına ilişkin şüpheniz varsa girmeyin. Havuz suyu berrak ve temiz olmalıdır. Havuzun tabanı net olarak görülmelidir, koku olmamalıdır. Klorlamanın tüm mikroorganizmaları öldürmeye yetmediğini unutmamalıyız.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.