Hayatı “steril” bir eve bağlı

3 Eylül’de ilik nakli yapılacak olan Akut Miyeloid Lösemi (AML) hastası Mustafa Ertürk İstanbul Esenler’de yaşıyor. Ancak oturduğu ev, ilik naklinin ardından en az bir yıl daha ayakta devam edecek tedavisi için uygun değil.

5 kardeşi ve anne, babasıyla yaşayan Ertürk’ün sağlığına tamamen kavuşabilmesi, uygun şartları barındıran bir yaşam alanının bulunmasına bağlı.

Mustafa Ertürk’ün annesi Fatma Ertürk, geçen yıl AML teşhisi konulan oğlunun 7 ay boyunca Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi gördüğünü anlattı.

Ertürk, oğlunun tedavisiyle diğer 5 çocuğunun da zorlu bir dönemden geçtiğini dile getirerek, “Çocuklarım bazen evde yalnız kaldılar. Bazen okula gittiler, bazen gidemediler. Onlar da çok perişan oldu. Zaten bu süre içerisinde eşim hastaneye gidip geldiği için onu da işten çıkardılar” dedi.

“MUSTAFA’NIN TEDAVİSİ SİTENE KADAR BİR EVE İHTİYACIMIZ VAR”

Baba Hasan Ertürk de oğlunun tedavisinin bugüne kadar iyi gittiğini belirterek, ilik naklinin de başarılı olacağına inandığını söyledi.

Uzun ve zor süreçler yaşadıklarını dile getiren Ertürk, “Mustafa gelecek hafta ilik nakli olacak. Tedavisinin ardından da eve gelecek. Eve geldiği zaman hijyenik bir ortamda kalması gerekiyor. Ancak oğlum, sağlığı nedeniyle nakilden sonra yaşadığımız eve gelemez” diye konuştu.

Baba Ertürk, evde toplam 8 kişi yaşadıklarını anlatarak, şöyle devam etti: “8 kişinin bu evin içinde hastayla beraber yaşaması olumsuz olduğundan, Mustafa’nın tedavisi süresince bir eve ihtiyacımız var. Çevrede kiralık ev bulamıyorum. Çünkü şu anda kiralık ev bulmak çok zor. Bulduklarımın da fiyatları çok yüksek. Bu durum için yetkililerden yardım bekliyorum. Bunu yardım olarak da istemiyorum. Belli bir zaman sonra borçlarımı ödeyebilirim. Allah’a şükür elim, ayağım tutuyor. Ben bu zaman içerisinde bana yardımcı olunmasını istiyorum.”

“İLİK NAKLİ SONRASI EV ŞARTLARI HASTANE İLE AYNI KALİTEDE OLMALI”

Çocuk Hematoloji Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Sema Anak da Ertürk’ün, merkezlerinde yapılacak ilik nakli sonrası uygun şartları olan bir evde yaşaması gerektiğini vurgulayarak, “Hastane şartları ülke bazında belli standartlar içinde. Tüm hastaneler devletin de desteğiyle ilik naklini ücretsiz ve en yüksek standartlarda yapıyor” şeklinde konuştu.

Anak, ilik nakli olanların, hastaneden taburcu edildikten sonra sürecek tedavilerine mümkün olduğunca steril ve korumalı bir ortamda devam edilmesi gerektiğine işaret ederek, nem, küf gibi olumsuzlukların hastaların iyileşme süreçleri için risk oluşturduğunu söyledi.

Prof. Dr. Anak, “Bu ortamlar ne yazık ki pek çok ailemizde sorun oluşturuyor. Biz de bu ailenin hikayesini duyunca ‘belki devletin gücü oraya da yeter’ diye bir umuda kapıldık. En azından kemik iliği nakli sonrası gereken şartlarda bir ortamda yaşamasını sağlayabilir miyiz diye bir düşüncemiz var. Çünkü kemik iliği nakli süreci, çok masraflı, çok emekli, çocuğun da çok büyük badirelerden geçtiği bir süreç. Bunun ardından, bu kadar başarılı bir sonuçtan sonra basit bir ev şartı nedeniyle hastayı kaybetmek hiç de hoş bir olay değil” ifadelerini kullandı.

“NAKİLDEN SONRA İKİ YILLIK TAKİP SÜRESİ VAR”

Mustafa’nın naklin ardından yaklaşık iki ay daha hastanede kalacağını, daha sonra taburcu edileceğini aktaran Anak, sözlerini şöyle tamamladı:

“Naklin ardından evde olabilecek komplikasyonlara göre bir, iki yıllık ciddi bir takip süresi var. Bu süre aslında hastane takibinden çok da farklı değil. Onun için de ev şartlarının hastaneyle aynı kalitede olması gerekiyor. Bunu sağlayamazsak riske gireceğiz. O da bu kadar iyi şartları hastaneler hazırlayıp çocuklara sunarken, hiç de iyi bir sonuç olmaz diye düşünüyoruz. Ülkemizde bu konuda yardımcı olmak isteyen birçok hayırsever ve belediye var. Bu tarz ailelere yardımcı olunması hayat kurtarır diye düşünüyorum. Onun için de herkesin bu konulara sosyal sorumluluk projeleriyle el uzatmasını bekliyorum.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.