Anne ölümlerinin yüzde 29’u bilinç eksikliğinden

Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Kadın ve Üreme Sağlığı Daire Başkanı Sema Sanisoğlu, anne adaylarının gebelikten önce bilinçlenmesinin önemli olduğunu vurgulayarak, “Kadınların bilgi eksikliğine bağlı yani hizmet talep etmemelerinin anne ölüm oranı içindeki payı, yüzde 29” dedi.
Op. Dr. Sanisoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gelecek nesillerin daha sağlıklı, refah hale gelebilmesi için birçok program yürüttüklerini belirtti.
Anne ölüm oranlarının ülkelerin gelişmişlik göstergesi olduğunu vurgulayan Sanisoğlu, “Bakanlığımızın yapmış olduğu çalışmalar sonucu bu bakımdan dünya ülkeleri arasında iyi seviyedeyiz. Dünyada anne ölümleriyle mücadelede başarılı ülkelerde oran, 100 bin canlı doğumda 10 kişi ve altında. Ülkemizde bu seviye 15 kişi. Bu, sağlık personelimizin başarılı çalışmaları ve Bakanlığımızın yürüttüğü programlar çerçevesinde olmuştur” diye konuştu.
Sanisoğlu, Türkiye’deki anne ölümlerinin nedenleri arasında bilgi eksikliğinin birinci sırada yer aldığını, buna bağlı anne ölüm oranının yüzde 29 olduğunu kaydederek, “Her 100 kadından 29’u bilinçsizlikten, statü düşüklüğü, ekonomik yetersizlik ya da kayınvalidesinin, eşinin ‘Ne gerek var, biz doktora mı gittik?’ gibi söylemlerinden dolayı sağlık kuruluşuna başvurmuyor. Bu da ölümleri beraberinde getiriyor. Kadınların bilgi eksikliğine bağlı, yani hizmet talep etmemelerinin anne ölüm oranı içindeki payı yüzde 29” diye konuştu.
“Evlilik öncesi mutlaka hekime başvurun”
Op. Dr. Sanisoğlu, evlilik öncesi çiftlerin mutlaka bir hekime başvurmasını önerdi.
“Evliliğe başlangıçta hastalık var mı? Herhangi bir ilaç kullanılıyor mu? Ne zaman gebe kalınmak isteniyor?” gibi soruların cevabını hekimlerin verebileceğini anlatan Sanisoğlu, şöyle devam etti:
“Belki o kadının kullandığı ilacın değiştirilmesi gerekiyor çünkü bazı ilaçlar bebeğin anormalliğine sebep olabilir. Belki bir kalp hastalığı vardır, ona göre ilaç değişmesi gerekir veya bazı kadınlarda şeker hastalığı vardır, onun diyetinin ayarlanması lazım. Gerekirse doktor önce tedavisini uygular, sonra gebe kalır. Kadın ne kadar sağlıklıysa onun gebeliği de o kadar sağlıklı ve sonuçta bebeği de o kadar sağlıklı olacaktır. Onun için gebe kalmadan önce bunu planlamak lazım. Gebe kalındığında ilk üç ayda mutlaka hekime gidilmesi gerekiyor. Teyit ettikten sonra artık bizim daha düzenli bir hayatımız olması lazım. Kötü alışkanlıklarımızı mutlaka gebe kalmadan önce terk etmek gerekir. Sigara ve alkol bırakılmalı. Sonuçta artık bebeğin sağlığından sorumlu bireyiz.”
“Doğum yapmış anne 42 gün sonra tekrar gebe kalabilir”
Her ay mutlaka kontrole gidilmesi gerektiğini ifade eden Sanisoğlu, ilk kontrolde her şeyin normal olabileceğini ama ikinci kontrolde birtakım sıkıntılarla karşılaşılabileceğini söyledi.
Sanisoğlu, iki doğum arasında en az iki yıl olmasını geçirilmesini önerdiklerini belirterek, yeni doğum yapmış bir annenin 42 gün sonra tekrar gebe kalabileceğini ancak bu durumun çocuk ve anneyi olumsuz etkileyeceğini söyledi.
Doğumun mutlaka hastanelerde yapılması gerektiğini anlatan Sanisoğlu, “Hastanelerimiz çok donanımlı. Her türlü imkan, cerrahi, tıbbi tedavi burada yapılabilmekte. Hekimlerimiz, ebelerimiz donanımlı. Dünya çapında personelimiz var. Onun için biz evde doğumu tavsiye etmiyoruz. Çünkü herhangi bir kanama anne ölümüne mal olmakta” diye konuştu.
Sanisoğlu, doğum yapmış kadının dikkat etmesi gereken bir başka konunun, bir sonraki gebeliğine kadar mutlaka doğum kontrol yöntemini kullanması olduğuna işaret ederek, “Bu dönem onlar için çok önemli. Peş peşe gebe kalma daha anne toparlanmadan olursa anneye, doğmuş bebeğe ve doğacak bebeğe gerçekten sorun yaratabilir. O yüzden iki gebelik arası için en az iki yıl olmasını öneriyoruz. Çünkü anne ancak kendisini toplar, tüm depolarını doldurur ve sağlığına tam anlamıyla kavuşur” ifadelerini kullandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.