alkol tedavisi ve alkol bağımlılığı tedavisi

Alkol Tedavisi ve Alkol Bağımlılığından Kurtulmak

alkol tedavisi ve alkol bağımlılığı tedavisiAlkolizmin tedavisinin şekillenmesinde AA’nın büyük katkıları ol­muştur. Kurulduktan bir süre sonra yöntemleriyle başarılı sonuçlar elde etmeye başlamış, hem alkolizmin bir hastalık olarak algılanma­sında hem de tedavi yöntemlerinin geliştirilmesinde psikiyatriye önayak olmuştur.
Alkolizm tedavisinde birbirinden tamamen ayrılabilen iki aşama sözkonusudur. İlk aşama alkol kesildikten sonra başlayan yoksunluk belirtilerinin tedavisidir. Uzun süre sürekli alkol kullanımından sonra alkol kesildiğinde görülebilen alkol yoksunluğu, yaşamsal risk taşı­yan bir durumdur. Hekim denetiminde izlenilmelidir. Ağır geçebile­cek olan yoksunluk tabloları kesinlikle hastanede karşılanmalıdır.

Alkol yoksunluğu belirtileri yaklaşık on gün kadar sürer. Bu süre içinde tedavi, merkezi sinir sisteminde alkol gibi etki gösteren ilaçlan yüksek dozda başlayıp (örneğin benzodiazepinler) zaman içinde ka­deme kademe azaltarak kesmek şeklindedir. Bu arada uzun süre var olmuş olabileceği düşünülen beslenme bozukluğu ve alkolün B vita­minlerini tüketici etkisi düşünülerek vitamin verilir. Tansiyon yüksel­meleri görülebileceğinden tansiyon takip edilmeli, gerekirse ilaçla dü­şürülmelidir. Ayrıca yine yoksunluk sendromunda görülebilen epilepsi nöbetleri konusunda uyanık olunmalı gerekirse önlem alın­malıdır.

Bu aşamada yapılanlar, yalnızca yoksunluk sendromunun tedavi­sidir. Alkolizmin tedavisi ise kişinin bağımlılığıyla mücadele edebil­me becerisini kazanacağı ikinci aşamadır.
Bağımlılık bugün ömürboyu süren’ bir hastalık olarak ele alınmaktadır. Bu tüm bağımlılıklar için değişmez gibi görünmektedir. Örne­ğin günde iki paket sigara içen biri, sigarayı uzun bir süre bıraktıktan sonra bile tekrar içmeye başlarsa çok kısa bir süre içinde yine günde iki paket içmeye başlayacağı hemen hemen kesinlikle söylenebilir. Kişi tedavi sonunda bağımlılığından kurtulmuş olmayacaktır, bağımlılı­ğıyla başetme becerisini kazanacaktır. Alkolizm için bağımlılıkla baş etmek hiç alkol almamak anlamına gelir.

Bağımlılık tedavisinin şartı, bağımlının tedaviyi istemesi ve tedavi sorumluluğunu üzerine almasıdır. Tedavi sorumluluğunu üzerine al­mak, tedaviyi kendisi için istiyor olmak ve tedavi için çaba göster­mek anlamına gelir. Süreklilik gösteren diğer hastalıkların tedavisin­de de benzer özellikler sözkonusudur. Örneğin kalp damarlarını ilgilendiren bir rahatsızlık sözkonusu olduğunda kişi ilaçlarını kul­lanmak yanında pekçok yaşam aktivitesini, örneğin yediklerini hasta­lığına göre planlamak ve buna uymak zorundadır. Bu tedaviye katıl­mak ve tedavi için çaba göstermek anlamına gelir. Alkolizm tedavisi için fark, tedaviye yardımcı olacak ilaçların olmayışıdır.

Bağımlılıkla başedebilme becerisini kazandırmak için çeşitli teda­vi teknikleri kullanılabilir. Hepsinin ortak noktası, tedavinin yalnızca alkol almamaya göre ayarlanmış olmamasıdır. Bağımlılık tedavileri yalnızca bağımlı olunan maddenin alınmaması üzerine kurulmaz. Al­kolizmin gelişmeyle birlikte yaşam biçiminde de bazı değişiklikler ortaya çıkar. Bu değişiklikler aslında genel bir ihmal halinin sonuçla­ndır. Kişi bağımlılığıyla beraber, sağlığı konusunda, aile ve yakın çevresiyle olan ilişkilerinde, iş yaşamında kayıplara uğramıştır. İhma­lin nedeni alkolün direk etkisi olduğu gibi diğer tüm ilgiler ve gerek­lilikler için ayrılan zamanı işgal etmesidir de. Daha önce de tartışıldı­ğı gibi bağımlılık yalnızca alkol kullanıyor olmakla değil, alkol kullanımının yolaçtığı yaşam değişiklikleriyle karakterizedir. Bağımlı­lık oluştuğunda, kişinin kendi sorumluluğunda olması gereken pek­çok iş ister istemez yakınları tarafından devralınmaya başlanır. îş ye­rinde idare edilir, evde yapması gerekenler eş, çocuklar ya da anne baba tarafından yerine getirilmeye başlanır. Aile sistemindeki deği­şikliğin bir nedeni de budur. Birtakım işlerin devredilmesiyle gizli ya da açık birtakım yetkiler de devredilmeye başlanmıştır aslında. Kaçı­nılmaz olarak sistem içinde roller yeniden belirlenecektir. Yakın çev­renin aldığı bu rol ko-bağımlılık olarak tanımlanır. Bağımlıyla birlikte çevresindeki insanların yaşamı da bağımlılık tarafından yeniden şe­killendirilmiştir.

Bağımlının tedavi edilmesi talebi de öncelikle çevreden gelecektir. Ama bu hiçbir işe yaramaz. Kişi yaşamının sorumluluklarını almaya önce kendi tedavisinden başlamalıdır. Tedavi sürecinde, başkalarına devrettiği tüm sorumluluklarını kademe kademe kendi üzerine tek­rar geri alması amaçlanmaktadır. Kendi sağlığıyla ilgilenme, kendi yaşadığı yerden sorumlu olma, kendine ait işlevi yerine getirme alış­kanlığını kazanması sağlanmaya çalışılır. Yukarıda sıralanan ilkeler tedavi görmek isteyen kişinin durumuna göre ayaktan ya da hastanede oluşturulmuş terapi programlan içinde uygulanabilir. Aynı ilkeleri farklı biçimlerde işleyen tedavi yaklaşımları vardır.
Bazı tedavi yaklaşımları davranış değiştirmeye yönelik olabilir. Bağımlılara alkolü reddetme becerileri birtakım örneklerle öğretilir­ken ödevlerle kişinin sorumluluklarını tekrar üzerine alacak biçimde yaşamını değiştirmesi sağlanır. Burada esas müdahale edilen, davra­nışlar ve alışkanlıklardır. Tekrarlayan örneklerle kişinin hem alkol al­masını kolaylaştıracak durumlara sürükleyen hem de sorumlulukla­rından kaçış için zemin hazırlayan alışkanlıkları gözler önüne serilir. Kişiden bu davranışları değiştirmesi beklenir. Bu arada bağımlılığın özellikleri anlatılarak kişi durumu hakkında bilgilendirilmelidir. Önemli olan, tedavi sırasında ve sonrasında bağımlının alkolü bırak­ma isteğinin korunmasıdır.

Bağımlı ayaktan tedavi görüyorsa bağımlılara yönelik grup terapileriyle, hastanede yatıyorsa birlikte bulunduğu diğer bağımlılarla, ya­şadıkları ortamın yapısı düzenlenerek bağımlıların birbirlerini kendi deneyimleriyle desteklemeleri ve oluşan ortam içinde ayık bir birey olarak değerlerini hissetmeleri sağlanmalıdır.

Tedavi tamamen alkol üzerine şekillenmemelidir. Alkol ortadan kalktığında da yaşamlarında pekçok farklı sorun onları beklemekte­dir. Bir taraftan grubun birbirine desteğiyle sorunlar karşısında birey­lerin özgüvenlerini oluşturmaları için ortam yaratılırken diğer taraf­tan sorunlar karşısında takınılacak tutum birlikte gözden geçirilmelidir.

Bağımlıların yaşadıkları değişime ailelerin de katılımı sağlanmalı­dır. Bu öncelikle, ailenin eski durumunu koruyor olmaktan dolayı ya­ratacağı vakumu ortadan kaldırmak için gereklidir. Sonrasında aile buna yeterince hazırlanabilmişse bireyin tedavisine destek olacaktır. Ancak bu destek, onun işlerini yapmak ya da onun adına tedaviyi sürdürmek şeklinde olmayacaktır. Bireyin yeniden oluşturduğu ya­şam düzeniyle varlığını kabul ederek onu yeniden sisteme entegre et­mesi bağımlının tedavisi için ailenin oluşturacağı en elverişli ortam­dır.
Bağımlılık tedavisi zaman zaman umut kına olabilir. Tedaviden sonra tekrarlamalar görülebilir. Bu bağımlılığın bir parçası olarak kabul edilmelidir. Önemli olan bağımlının tedavi isteğini koruyor olma­sı ve mümkün olan en kısa zamanda tekrar tedaviye girişmesidir. Bu­nun sağlanabilmesi de tedavinin bir başarısıdır.

AA gibi kendine yardım gruplan bağımlının isteğine göre tedavi­ye yardımcı olan kurumlardır. Tedaviyle birlikte bu tür kurumlarla iş birliği sürdürülebilir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.