Ağız Kokusu

Ağız kokusu sosyal yaşantımızı olumsuz etkileyen, karşımızdaki kişiye daha ilk tanıştığımız anda tatsız mesaj veren bir rahatsızlıktır. Kötü ağız hijyeninin kaçınılmaz sonucu olsa da bazen ne yaparsak yapalım kurtulamadığımız bir hastalık olarak bizi rahatsız ediyor. Birçok kişi kendi ağız kokusunun farkına varıp doktora gitse de, bazılarımız bunun farkına varmadan yaşıyoruz. Çevremizdeki insanların bu durumu utanılacak bir sey olarak algılayıp uyarmaması sonucu belki de kendi ağız kokumuzun bilincine hiç varamayacağız.

Ağız kokusundan yakınan kişi dişlerini daha sık fırçalamaya ve ağız hijyenine daha çok özen göstermeye başlar. Kötü ağız hijyeninin yol açtığı hastalıklara bağlı olan ağız kokusu geçici bir süre için geçse de ana neden ortadan kalkmadan kesin sonuç elde edilemez.

Hastalar sıklıkla diş hekimi ya da KBB hekimine başvururlar. Gerçekten de ağız kokusuna yol açan en sık neden kötü ağız hijyeni, dişler üzerindeki gıda birikimleri, diş çürükleri, bademcikler üzerindeki iltihaplar ya da bademciklerin üzerindeki ceplere yerleşen besin artıklarıdır. Diş eti iltihapları, ağız içindeki yaralar, tükürük bezi hastalıkları, dil kökünde biriken besin artıkları da ağız kokusu yapabilen sık nedenlerdendir. Ancak ağız kokusunun nedeni sıklıkla ağız içinden kaynaklansa da her zaman neden bölgesel olmayabilir. Şeker hastalığı, böbrek ve karaciğer hastalıkları gibi bazı tüm vücudu etkileyen hastalıklar da ağız kokusuna neden olabilir.
Besin maddeleri ağız içindeki çukur ve diş fırçalarken temizlenemeyen bölgelerde birikerek çürümeye neden olur ve koku yaparlar. Diş hekimi tarafından çürük bir diş ya da dişler arasında böyle bir birikim saptanmamışsa kontrol edilmesi gereken ilk bölge bademciklerdir. Kronik bademcik iltihapları, dil kökü bölgesinde ve bademcikler üzerindeki oluşmuş ceplere yerleşen artıklar oldukça kötü ağız kokusu yapabilirler.
Ağız kuruluğu yapan nedenler de ağız kokusuna yol açar. Tükürük ağız içerisindeki artık maddelerin temizlenmesinde ve enfeksiyon olusumunun önlenmesinde rol oynar. Tükürük bezi hastalıklarıinda salgı azaldığından ağızda koku artışı olur. İleri yaşlarda tükürük salgısı azalmıştır. Bu nedenle yaşlı insanlarin ağızlarında koku hissedilmesi yaygındır. Uyku sırasında uzun süreli besin alınmaması ve tükürük salgılanmasındaki azalmaya bağlı olarak sabah uyanıldığında kötü bir ağız kokusu hissedilebilir.

Sigara, alkol gibi alışkanlıklar da ağız kokusu oluşumunda etkilidir. Özellikle sigara sadece ağız kokusuna değil bir de kıllı dil denilen dil üzerinde koyu sarı renk değişimine ve tüylü bir görüntüye neden olur. Bu hastalarda gıda artıkları bu bölgede birikip kötü kokuya yol açabilir.
Durumlarda koku ağız içinden değil burun ve sinüslerden kaynaklanıyor olabilir. Burun arkasından geniz ve ağız içine iltihapli akıntısı olanlarda bu, ağız kokusu olarak algılanır. Ayrıca burun boşluğu ve genizdeki tümörler ve iltihaplar da ağız kokusuna yol açabilir. Sadece basit bir burun tıkanıklığı nedeni bile ağız açik uyumaya ve dolayısıyla ağız kuruluğuna yol açtığından ağız kokusu nedeni olabilir.
Solunum sırasında verdiğimiz nefes akciğerlerden geldiği için, akciğere bağlı iltihabi hastalıklar, apseler de ağız kokusuna yol açabilir. Nadiren mide ülseri ve gastrit gibi sindirim sistemi hastalıklarının da ağızda kötü kokuya yol açtığını tespit ederiz.

Yenilen yiyeceklerin de rahatsız edici kokuya yol açtığını detayıyla anlatmaya gerek yok, bunu zaten hepimiz sarımsak, soğan gibi gıdaları tükettiğimizde yaşayarak biliyoruz. Ağız kokusu nedenleri kullandığımız ilaçlardan basit açlığa dek değişkenlik gösteren geniş bir yelpazedir. Doktorunuz yalnızca ağız kokusu nedeniyle bazen oldukça önemli bir hastalığı bile teşhis edebilir.
Kokunun ağız içerisinden mi yoksa başka bir hastalıktan mı meydana geldiğini anlamak için her ne kadar çok güvenilir olmasa da basit bir test yapabilirsiniz. Nefesinizi burundan verdiğinizde koku azaliyor ya da kayboluyor ise büyük ihtimalle ağız içinden kaynaklanmıyordur. Ancak bunun daha objektif değerlendirilebilmesi için bir başkasının bu konuda yorum yapması gerekmektedir. Bu konuda objektif ölçümler yapabilmek için gaz monitörleri de kullanılabilmektedir.

Ağız içinden kaynaklanan, özellikle diş çürüğü, bademcik iltihabı gibi nedenleri olan durumlarda tedavi oldukça yüz güldürücüdür. İlaç tedavisinin yeterli olmadığı durumlarda dişe yönelik müdahale ya da bademciklerin alınması gerekebilir. Nedeni ne olursa olsun en önemli konu ağız hijyeninin iyi olması gerektiğidir. Bu soruna yol açan ana neden yeterli ve gerektiği gibi ağız sağlığına önem vermemek ya da sigara içilmesi gibi nedenlerse, bunlar düzeltilmediği taktirde tedavi sonrası aynı sorunlarla karşılaşılması kaçınılmazdır. Özellikle ağız kokusu olan kişilerin sadece dişlerini değil dillerini de fırçalaması kokuyu giderme konusunda daha etkili olacaktır.
Tüm bunların yanında Türkiye gerçeğini görmezden gelemeyeceğim. Ülkemizdeki diş fırçası satışlarına bakıldığında diş fırçalama oranının yüzde 8 civarında olduğuna dair bir yazı okudum. Hele hele diş ipi kullanma alışkanlığı neredeyse hiç yok diyebilirim. Ağız kokusu bir yana ağız içi kanserlerinin en büyük nedeni sigara, alkol tüketimi ve ağız hijyeninin kötü oluşudur. Üstelik ağız hijyeni görüntü olarak da günlük yaşamınızda sizin hakkınızda ipuçları verir. Bu nedenle ağız sağlığına sadece estetik açidan değil ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini bilerek önem vermeliyiz. Tüm bu kurallara uymamıza ragmen bu rahatsiz edici kokudan kurtulamıyorsak mutlaka doktorunuza başvurmalısınız.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.